Uçuk bir teklif daha...
Cumhurbaşkanı Gül'ün, benim "uçuk" tekliflerime ilgi gösterdiğini biliyorum. Evet, bunu biliyorum.
Onun için şimdi, yine doğrudan kendilerine hitapla "uçuk" bir teklif sunuyorum.
Diyorum ki:
Cumhurbaşkanı Gül, Doğu-Güneydoğu'ya gitsin ve çocuklara hitap etsin. Çocuklara ve anne-babalara...
Sırf bunun için gezi düzenlesin.
Saygıdeğer eşleriyle birlikte velilerin ve öğrencilerin bulunduğu ortamlarda, mesela okullarda bir baba gibi, kardeş gibi seslensin onlara.
Bunu en iyi Cumhurbaşkanı Gül'ün yapabileceğini düşünüyorum.
Sokaktaki bir çocuğun, eğitimden koparılmış nesillerin, bizzat o çocuklar için, aileleri için, memleket için nasıl bir "gelecek talanı" olduğunu, düşünen ve bunun acısını yüreğinde hisseden bir insandır bana göre Sayın Gül.
Doğu-Güneydoğu'da, şimdilerde İstanbul'un kimi varoşlarında, çocuklar-gençler, bir anaforun içinde savruluyorlar.
İster üç-beş kuruş karşılığında, ister gaza getirilmiş heyecanlarla, sokaklarda taşla, ateşle buluşan çocuklar-gençler...
Serap yandı, onu yakan da yandı.
Kurtulan var mı?
Dağa giden yandı.
Sokakta büyüyen yandı.
İmralı'daki adam, rivayete göre, tıpkı, Talabani gibi "başkanlık rüyaları" görmekteymiş...
Çeyrek asırdır, dağlarda hayatını kaybeden Kürt çocuklarının rüyası var mı?
Onların acısını, ana-babalarından başka duyan var mı?
Bu acıyı yüreğinde hissedecek bir kişi olarak görüyorum ben Cumhurbaşkanı Gül''ü...
Gitmeli ve çocuklarla, onların ana-babalarıyla buluşmalı.
Sadece çocuklar ve ana-babalarla...
Onların gönüllerine yüklenmeli gerekiyorsa...
-Ne olur, demeli, kendinize kıymayın, çocuklarınıza kıymayın, geleceğinize kıymayın. Bu çocukların içinden büyük adamlar çıkarmalıyız demeli.
Sokaklara çıkmalı, çocuklarla sokaklarda buluşmalı gerekiyorsa...
Evlere gitmeli, anne-babalarla evlerde buluşmalı.
Okullarda sınıflara girmeli, yan yana oturmalı çocuklarla...
Öğretmenlerle buluşmalı, onların heyecanını tazelemeli.
Kendi heyecanını onlara aktarmalı.
Haftada bir bölgeye gitmek çok mu zor? Oradaki insanlara "Bundan sonra sizinleyim" demek, fazla duyarlılık mı?
Belki, saygıdeğer eşleri, ayrı bir inisiyatif oluşturmalı. Bunu, Başbakan'ın saygıdeğer eşi ile birlikte yapabilir. Başka gönüllü bayanlar katılabilir bu misyona... Mesela, Sayın Baykal'ın saygıdeğer eşi katılabilir. Ne bileyim ben, mesela Saadet Partisi lideri Sayın Kurtulmuş'un saygıdeğer eşi katılabilir. Ahmet Türk'ün saygıdeğer eşi katılabilir.
Bu ülkenin çocuklarının geleceği için bir seferberlik değil mi yapılacak olan!
Çocuklar üzerinde oyun oynanıyor bugün...
Çocukların yüreğinde kin büyütülmeye çalışılıyor.
Ve çocuklar, sokaklarda, herhangi bir "değer"le buluşmadan büyüyorlar.
Biliyorum, devlet adına çocukları kurtarmak için bir duyarlılık oluşmuş durumda. Polisler "güvenlik çalışmaları" dışında bazı olumlu adımlar atıyorlar.
Ama ben, daha etkin bir gayretin gerekli olduğunu düşünüyorum ve bu noktada Cumhurbaşkanı Gül'ün inisiyatifinin olumlu sonuçlar vereceğine inanıyorum.
Bu teklif çok "uçuk" mu?
Bilmiyorum.
Ama, şu an ülkenin en acil sorunlarından birisinin "sokaktaki çocuğu ecinnilerin elinden kurtarmak" olduğunu düşünüyorum ve bunun için ne yapılsa az diyorum.
Bu misyon Cumhurbaşkanı Gül'e yakışır, diyorum.
Cumhurbaşkanı Gül, özellikle o makama çıktıktan sonra sergilediği tavırla bir "sakin güç" imajını kazandı. Politik hesap dışına çıktı. Attığı sembolik adımlarla, toplumun çok farklı kesimlerini kucakladığı duygusunu verdi.
Ülkede yaşanan sancıyı dindirmek için bazı sembolik hamlelere ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Gül'ün gerçekleştireceği bu "çocuk harekâtı"nın da böyle bir nitelik taşıyacağına inanıyorum.
İlk gezi ne zaman olsun?
Sömestr tatilinin başladığı hafta olsun, derim mesela. Van'da bir köy okulunda, çocukların karnesine bakan ve ödüller veren bir cumhurbaşkanı görüntüsü... Nasıl bir sevgi halesi oluşturur?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.