Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Çetin Paşa’dan dört dörtlük Truman Show

Çetin Paşa’dan dört dörtlük Truman Show

Başbakan Nihat Erim’in “Balyoz gibi tepelerine ineceğiz” açıklamasından sonra ülkede sürek avı başlamış, muhalif bilinen tüm unsurlar derdest edilip cezaevine tıkılmıştı.

İşkenceler, yargısız infazlar, idamlar...

Buna “balyoz harekâtı” adı verilmişti.

Kurunun yanında yaş da yanıyordu... Sadece “Madanoğlu cuntası”nın manipüle ettiği gençler değil, “eşitlik ve özgürlük” arayışındaki masumlar da yanmıştı.

Deniz Gezmiş’leri idam sehpasına götüren sürek avının altında, ara dönem Başbakanı olarak Nihat Erim’in imzası vardı.

İpler askerin elindeydi ama, icra sorumluluğunu o taşıyordu.

Nihat Erim CHP’liydi...

Ferit Melen neydi peki? Vanlı Kara Ferit...

Prof. Sadi Irmak neydi?

İlginçtir, Kenan Evren’in, 12 Eylül’den hemen sonra sorumluluk yüklemeye çalıştığı Turhan Feyzioğlu da eski bir CHP’liydi... CHP’yi yeterince “Kemalist” bulmadığı, Karaoğlan Ecevit’i rejim için “tehlike” gördüğü için kendi partisini kurmuştu.

Hin-i hacette devreye sokulmak

üzere saklı tutulan siyasetçiler nedense hep CHP’den çıkıyordu.
Neden acaba?

Her dönemin bir “balyoz harekâtı” olduğuna göre, AK Parti döneminin balyoz harekâtında kendisine “sorumluluk” verilecek şanslı CHP’li kim olacaktı?

Bunu ülkenin sivil faşizme gittiğini ileri süren muhteris akademisyenler, postal yalayıcıları, “sit-com gazetecileri” tartışsın...

Demek ki Fatih Camii bombalanacaktı...

Demek ki “daha çok karışıklık” için kendi uçağımız düşürülecekti...

Demek ki bazı gazeteciler içeri tıkılacaktı...

Demek ki bazı gazetecilerle işbirliği yapılacaktı...

Demek ki çakma irtica gösterileri düzenlenecekti...

Demek ki bugüne kadar yaşadığımız toplumsal altüst oluşlar, cinayetler, suikastler, bombalı eylemler, “sürek avları” hep bir planın parçasıymış ve arkasında “kurmay aklı” varmış...

Demek ki bugüne kadar verilen her zokayı yutmuşuz...

Demek ki kendileriyle “işbirliği” yapılacak gazetecilerin her dediğine inanmışız...

Bir gazeteci, ortaya, “sivil fa

şizm” diye bir laf attı, kaç gündür onu tartışıyoruz.
Demek ki bazı şeyler, “hedef saptırtmak” için birilerinin ağzına düşürülüyormuş...

Demek ki irtica, bölücülük, sivil vesayet, tek parti faşizmi, hepsi bir illüzyondan ibaretmiş...

Demek ki hayatımız, “korkutma önceliğine” sahip üniformalılar tarafından korkutulmakla geçecekmiş... Biz korkmaya devam ettikçe, birileri buradan güç ve iktidar devşirecekmiş...

Peter Weir’in yönettiği “Truman Show” • bildiniz mi?

İzlemenizi öneririm...

Jim Carrey’in başrolü oynadığı filmde, çevremizde gördüğümüz her şeyin aslında bir “dekor” olduğu, herkesin verilen rolü oynadığı ve bazılarının hayat zannettiği şeyin esasında bir “reality show” olduğu anlatılıyordu.

Belki de “Türkiye” adı verilen ülke, bazı generaller için bir reality show dekoruydu...

Belki de böyle bir ülke yoktu...

Belki de bugüne kadar yaşadığımız toplumsal altüst oluşlar, cinayetler, suikastler, bombalı eylemler, işkenceler, sürek avları “simülasyon”un bir parçasıydı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi