AKP-MHP: Bu üslupla nereye?
Her ne zaman yapılacaksa, önümüzdeki seçimde AK Parti ile MHP arasında kıran kırana bir mücadele yaşanacağı anlaşılıyor.
"Açılım"daki "ihanet"li tartışma dozu, son Meclis kapışması ile mücadelenin nerelere kadar uzanacağına dair ipuçları verdi.
MHP'de Bahçeli'nin grup kürsüsüne taşıdığı "ihanet"li söylem, Meclis'te Osman Durmuş ve Oktay Vural üslubu ile birleşti ve Başbakan'ı meydana çekti. Oradan da "iz'ansız"lık "Faşistlik" suçlamasına kadar götürdü.
Acaba MHP mi seviyor bu gerilimi, AK Parti mi?
AK Parti'ye sükunet lazım, MHP'ye gerilim.
Şu anda AK Parti, MHP'nin çektiği mindere doğru yol alıyor.
"Açılım"a karşı "ihanet" suçlaması benzeri bir tepkiyi beraberinde getiriyor.
Son Meclis kapışmasında ise bir yandan "Eş" hassasiyeti girdi işin içine, bir yandan "Peygamberlik" meselesi... Her iki meselenin de, Tayyip Erdoğan'ın kafasının tasını attırması kaçınılmazdı ve bir odak, Tayyip Erdoğan'ı çileden çıkarmak istiyorsa, bu iki konuyu kaşıması kafi gelirdi. Hele bunu, müstehzi bir eda içinde söylerseniz, kıyametin fitilini ateşlemiş olurdunuz.
Oktay Vural ve Osman Durmuş ikilisi, bugüne kadarki üsluplarıyla, bu iş için biçilmiş kaftan olduklarını ispatlamışlardır.
Bahçeli ise izleyenleri şaşırtacak gelgitler sergiliyor. Bir bakıyorsunuz, alabildiğine sükunet adamı, bir bakıyorsunuz tahammül edilmez bir öfkeye bürünmüş. Medya patronlarını isim vererek hedef gösteren bir siyasi lider... Bahçeli, bu role soyunabiliyorsa gerçekten MHP adına kimden aklıselim beklemek gerektiğini bin kere sorgulamak lazım.
AK Parti, MHP'nin bu üslubu ile yarışacak mı?
AK Parti kendi bünyesinden Oktay Vural ve Osman Durmuş'un prototiplerini üretecek mi?
Bence sağlıklı olmaz.
Meclis ortamının sinir katsayısını anlamaya çalıştığımda işin zorluğunu görüyorum ama Başbakan çıkıp, "Şu Osman Durmuş'un eşimle, onun yaşadığı başörtüsü sorunu ile ve Peygamberimizle ilgili üslubunu MHP tabanının iz'anına va hassasiyetine havale ediyorum" deseydi, acaba daha etkili olmaz mıydı?
Ben, AK Parti ve MHP tabanlarının, zirvedeki kadar kemikleşmiş bir farklılık içinde bulunmadığını düşünüyorum.
MHP tabanı ne Osman Durmuş'tur ne de Oktay Vural. Hatta ne de Bahçeli...
Belki AK Parti tabanı da, diğer partilerle ilişkide tavanla birebir örtüşmez.
Bu yüzden, taraflar tepede keskinleşirken, kitlelerin kopması gibi bir ihtimali dikkate almak gerekiyor.
Ben, özellikle "Peygamberimiz" gibi, "başörtüsü" gibi konularda, daha genel olarak "Din" bahsinde sahibiyet yarışına girmeyi, buradan karşılıklı suçlamalar üretmeyi ve bunu politik kamplaşma vesilesi haline dönüştürmeyi çok sağlıksız buluyorum.
Burada, sonraki tartışma sürecinde AK Parti sözcülerinin tartışma üslubunu doğru bulmamakla birlikte, başlangıçta Osman Durmuş'un fitili ateşleyen tavrının MHP adına hiç de sağlıklı olmayan bir görüntü arz ettiğinin de altını çizmek gerektiğini düşünüyorum. Densiz bir "Peygamber benzetmesi"nden yola çıkıp, bunu Emine Erdoğan'ın GATA'ya alınmaması ile bağlantılayıp oradan da "Beyaz önlüklülere öfke" çıkarımı yapmak... Bu yaklaşımın neresi MHP çizgisi ile örtüşüyor Allah aşkına?
-Tayyip Erdoğan'a "Peygamber gibi" benzetmesi yapılmasını kına, amenna.
-Ama bunun Bayan Erdoğan'ın GATA'ya alınmaması ile ne alakası var?
-Emine Erdoğan'ın GATA'ya alınmamasına Başbakan Erdoğan'ın tepki vermesi MHP'yi neden rahatsız etmiş olsun?
-Başbakan Erdoğan'ın başörtüsü yasağı yüzünden GATA'ya yönelik tepkisi ile "beyaz önlüklülerden intikam almak" yorumu, birbiriyle buluşuyor mu?
Neresinden baksanız, MHP adına çirkin bir mugalata, demagoji...
Ama dediğim gibi, AK Parti adına, bunu bir seçim süreci boyunca, "Peygambere bağlılık" tartışmasına dönüştürmek sağlıklı değil. Bir tek insanın bile, "Evet ben daha az seviyorum" demesi, kimseye bir şey kazandırmaz. İnsanların yanlışını, daha dini bir terimle söylersek "günah"ını artırmak da doğru değil.
Oy almak için her şey mubah olmamalı.
Belki burada bir şeyi daha hatırlatmak gerekiyor:
-Şu an toplumun önemli bir kesiminin AK Parti'den çözmesini istediği şeyler, muhtemel bir iktidar durumunda MHP'den de çözümü istenecek olan şeylerdir. Nitekim bazı sorunların çözümü, iktidarlardan iktidarlara intikal ediyor. MHP, başörtüsü sorununu Refah'tan almıştı "Erkekçe çözüm" söylemiyle, AK Parti MHP'den aldı, henüz çözümsüzlük sürüyor. Bu konuda birbirini suçlamanın mantığı yok. Doğu-Güneydoğu'da yaşanan sorun da, "ihanet" suçlaması ile çözülecek bir şey değil.
Sonuç olarak Türkiye'nin daha uzlaşmacı bir dile ihtiyaç duyduğu kesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.