Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Küresel çatışma alanı Türkiye!

Küresel çatışma alanı Türkiye!

PKK terörü... İsrail şiddeti...
İran'ın uzlaşmaz tutumu...
ABD'deki neocon'lar ve Türkiye dahil çeşitli ülkelerdeki uzantıları...
Avrupa'yı ve AB para birimini zayıflatan güçler ve gelişmeler...
Bunları alt alta değil, yan yana yazmak gerek aslında!
Çünkü yandaşlar, yoldaşlar! Hiçbir ortak yanları yok görünse bile kaderleri ortak!
Birbirlerine muhtaç oldukları için dayanışıyorlar!


***

Olay şu...
Küresel gelişme yol ayrımına geldi dayandı!
20. yüzyıl artığı sanayi (kökleri daima "ulusalcı" olan petrokimya ve militarist kompleks) ile 21. yüzyılın bilgi teknolojileri ve hizmet endüstrisi arasında derin bir çıkar ayrışması yaşanıyor.
Uyuşmaları imkânsız!
Çünkü bütün hoyratlıklarına rağmen küresel ekonomi artık insanlara barışı paylaştırmak zorunda!
Bu yüzden dünya her gün, her an derin biçimde bölünüyor: Bir yanda barışa ihtiyacı olanlar, öte yanda anca savaşla yaşayabilenler!
Yazımın girişinde alt alta sıraladığım güçler savaş güçleridir!

***

Bir komplo teorisinden söz etmiyorum.
"PKK'nın arkasında şu var, bu var" demiyorum dikkat ederseniz! Veya İsrail ya da ABD'li neoconlar hakkında karanlık bir ittifaktan söz etmiyorum.
Kimse kimsenin arkasında değil, zaten apaçık biçimde yan yanalar. Çünkü savaştan beslenenler birbirlerini de besliyorlar.
Yalnızlığını yücelten ve küresel ekonomiye sırtını dönen İran ile sınırlarını militarist paranoya ile ayakta tutan İsrail'in birbirlerinin varlığından hoşlandıklarını çocuklar bile görüyor. Ortadoğu'da savaşçı ve kalıcı bir istikrarsızlık isteyen Amerikan Neocon'ları ile PKK arasındaki çıkar ittifakı reddedilebilir mi?

***

Şimdi diyeceksiniz ki...
Hepsi tamam da, "AB'yi ve para birimini zayıflatan güçler"in bu paradigmayla ilişkisi ne?
Şöyle...
Silah tüccarları ve dostları birleşik Avrupa'dan çoktandır rahatsız!
Çünkü onlar sınır severler! Ulusal çatışmaları kışkırtırlar. (Cemil Ertem'in kişisel web sitesinde ve Taraf'ta yer alan bu konudaki yazılarını meraklısına öneririm!)
Dikkat edip bakın, kimler şu geçtiğimiz aylarda Euro'nun sarsılmasını ağzı sulanarak seyretti, kimler Almanya'ya "fırsat bu fırsat, AB'den ayrıl!" diye adeta yalvardı?
O zaman ne kastettiğimi anlayacaksınız!

***

Türkiye 2000'lerin ortasında kesin seçimini yaptı.
Barışın nimetlerini paylaşmak istiyor. 21. yüzyılı da kaçırmaya niyeti yok Türkiye'nin!
Açılım politikaları, demokratikleşme, anayasa paketi...
Kusurlu veya eksik bulalım ya da bulmayalım, bütün bunlar sözünü ettiğim seçimin bir parçası...
Yeniden alevlenen terör Türkiye'yi işte bu yoldan çevirmek çabasının nispeten karanlık parçası...
Savaş ekonomisi ve siyaseti ne kadar direnirse dirensin, sonunda barış kazanacak...
Keşke acılara mal olmadan, el ele vererek ulaşabilsek bu zafere!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi