Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Belediye başkanını seçmen belirlemiyor mu?

Belediye başkanını seçmen belirlemiyor mu?

Mahalli idareler seçiminin üzerinden 15 gün geçmiş olmasına rağmen İstanbul’da seçim sonuçları açıklanmadı. Karşılıklı açıklamalar devam ediyor. MHP-AK Parti ittifakı seçimlerin iptalini isterken, CHP’nin adayı İmamoğlu bir an evvel mazbatanın verilmesini istiyor. Yapılan açıklamalar İmamoğlu’ndan gelince iktidar kanadı tarafından yoğun tepki ile karşılanıyor. Ama MHP-AK Parti sözcüleri açıklamalarında ne söylerlerse söylesinler haklı olduklarını, bir başka ifadeyle kendilerinden başka ortada bir haklının bulunmadığı anlamına gelen açıklamalar yapıyorlar. Çünkü özellikle AK Parti İstanbul seçimlerine itiraz üstüne itiraz yapıyor. Yapılan itirazlar kabul edilerek sayımlar devam ediyor. Hemen belirteyim ki, seçim sonuçlarına her dönem bir takım itiraz olmuş, bu itiraz bazen kabul edilmiş, bazen edilmemiştir. Ama böylesine iş sürüncemede kalmamıştı. Belirsizlik devam ettiği sürece de seçimler ile ilgili kararlar bir takım sorularla birlikte güvensizlik oluşuyor. Hâlbuki buna hiç gerek yoktu. Çünkü seçmen iradesini ortaya koymuş, belediye başkanını belirlemiş durumda. Ancak, bu irade üzerine şüpheler oluşturularak seçimlerin yenilenmesinin sağlanmasına çalışılıyor. Denilebilir ki, sandıkta kazanılamayan seçim masada kazanılmaya çalışıldığı görüntüsü çıkıyor. Niyet bazılarına göre hak aramak olarak nitelendirilebilir. Hatta bir takım yanlışların giderilmesi şeklinde de değerlendirilebilir. Ama seçim sonuçlarının açıklanması geciktikçe kafalarda bir takım soruların oluşmasına zemin hazırlıyor.

Bunun çeşitli sebepleri olmakla birlikte AK Parti-MHP ittifakının alınan sonuçlardan rahatsız olması başta geliyor. Çünkü seçim kampanyası boyunca AK Parti-MHP ittifakının sergilediği üslup hatırlandığında ortaya çok tehlikeli bir durum çıktı. Bereket muhalefet bu oyuna gelmedi. Cumhur İttifakı ortamı germeye çalıştıkça muhalefet adeta o ayrıştırıcı üsluba gelmedi. Yani, benzer dozda karşılık vermedi. Söz konusu ayrıştırıcı üslubun seçimlerden sonra biteceği tahmin ediliyordu. Ama bu tahmin tutmadı. AK Parti-MHP cephesi o sert üslubu hâlâ sürdürüyor. Bunun da ötesinde millet iradesini bir tarafa bırakarak kimin belediye başkanı olabileceğine dair karar verme yetkisini kendilerinde görüyorlar. Bunun son örneğini Bahçeli’nin gazetelerde genellikle, “Bundan belediye başkanı olmaz” cümlesi altında yer alan açıklaması oldu.

Bahçeli’yi böyle bir değerlendirme yapmaya İmamoğlu’nun Beşiktaş-Başakşehir maçını izlemeye gitmesi ve bu sırda bazı seyircilerin, “Mazbata verilsin” çağrıları üzerine yapıyor. Bahçeli bu çağrıyı, “Mazbatayı stadyuma taşımak, taraflar arasındaki rekabeti siyasi düşmanlığa dönüştürmek için ekilen bir tohumdur. Çok yanlıştır. Bundan belediye başkanı olmaz” şeklinde yorumluyor. Sanki kimin belediye başkanı olacağını belirleme yetkisi Bahçeli’ye aitmiş gibi bir tavır sergileniyor. Kaldı ki maç bitmiş, hiçbir olumsuzluk da yaşanmamıştır. Ama buna karşılık Cumhur İttifakı sözcülerinin seçim kampanyası sırasında sergiledikleri ayrıştırıcı söylem sonucu seçim günü yaşanan olayda iki Saadet Partili kardeşimiz hayatını kaybetmiş bulunuyor. Bu olayın ardından seçim kampanyası boyunca sergiledikleri kamplaştırıcı söylemlerini gözden geçirme ihtiyacı duymayanların bazı seyircilerin, “Mazbata verilsin” çağrısını, “Taraflar arasında rekabeti siyasi düşmanlığa dönüştürmek için ekilen tohum” olarak nitelendirmek öyle anlaşılıyor ki, tüm sonuçlar istedikleri gibi çıkmadığı takdirde herkes suçludur. Böyle bir anlayışın söz konusu olduğu yerde seçimlerin bir anlamı kalır mı? Öte yandan Bahçeli’nin bu değerlendirmesi ile ikinci bir haberin gazetelerin aynı sayfalarında, “AK Parti itiraz ediyor. Seçim yenilensin” başlığı altında yer alması hangi tarafın siyasi kamplaşmaya zemin hazırladığını gösteriyor. Bunun da ötesinde siyasette ayrışma ve kamplaşmaya en başta iktidar kanadı ve yandaşlarının zemin hazırlamamaları gerekiyor. Ama iktidar kanadı, “Biz ister ayrıştıralım, ister birleştirelim memleket hayrına iş yapıyoruz” diyecekse bunun inandırıcılığı olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi