Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

PKK kâr eden tek şirkettir, kolay kolay kapatılmaz

PKK kâr eden tek şirkettir, kolay kolay kapatılmaz

Efendim, “yoksulluk, fukaralık, fabrika azlığı, altyapı yetersizliği”, falan filan... Terörü azdıran saikler bunlarmış.

Koca koca adamlar bunu “analiz” diye sunuyor.
Elbette “yoksulluk ve fabrika azlığı” terör için uygun iklimi oluşturmakta, terör üreten yapıları “kendi içinde” meşrulaştırmaktadır ama, sadece bu mudur?

Neden-sonuç ilişkisinden yola çıkarak “önleyici” politikalar geliştirebiliriz ama terör olgusunu anlayamayız.

Uzman değilim... “Strateji” konularından çakmam... Uluslararası politika hepten yabancısı olduğum bir alan... Ama bu konularda, eskilerin ifadesiyle, okuduklarımdan “temellük ettiğim” bir bakış var.

Biraz ezber, biraz hazır kalıp, hatta bir parça “vehimlere” dayalı bir bakış ama bana sorarsanız doğruya en yakın sonucu elde edebileceğimiz tek bakış.

Daha önce bin kere yazdığımı hatırlıyorum.

Bu kaçıncı olacak, bilmiyorum.

Korkarım mütemadiyen aynı yazıyı yazıp
duracağım.

Evet, terör, kısaca “terörist” diye adlandır

dığımız kişilerin (grupların) başvurduğu bir “kendini ifade etme yöntemi”, bir siyasal mesaj aracıdır ve çoğunlukla “öldürmeyi, korkutmayı, yıldırmayı, tavizler koparmayı” hedeflemektedir ama terör sadece bu değildir...
Terör, çalışanları, finansörleri ve patronajı olan bir sektördür...

Bir ticarettir...

Üstelik, bu enstrümanı kullanan/kullanabilen odaklar (güçler, örgütler, devletler) açısından getirisi oldukça yüksek bir ticaret...

Biz sığ ve rasyonal (çoğu zaman da duygusal) aklımızla, terör örgütlerinin, “tek başına” ve “yalıtılmış” yapılar olduğunu düşünürüz. Oysa bu tür örgütlerin tek başına yaşama şansları yoktur. Her zaman bir muharrik güce, bir iç ve dış desteğe, bir manipülasyon iklimine ihtiyaç duyarlar ve esasında ayakta kalmaları buna bağlıdır.

Hiçbir terör örgütü, merkezî ve düzenleyici iradeden (yani sistemden, yani Amerika’dan, yani İsrail’den, yani sistemi dönüştürme gücü olan Çin ve Rusya’dan) bağımsız değildir. Çünkü sistem, bu örgütlerin (buna silah ve uyuşturucu kaçakçılığı örgütleri de dahil) her

zaman bir adım önündedir ve sadece yönlendirici rol ifa etmektedir.
Bir de kural vardır:

Terör üreten yapılar, imkan dahilinde olduğu halde, hemen ortadan kaldırılmaz, ticari bir enstrüman olarak saklı tutulur.

İşletme mantığı burada da geçerlidir:

Kâr getirdiği sürece ayakta tutulur, “zarar” etmeye başladığı zaman kapatılır: “Kızıl Tugaylar” ve “17 Kasım” örneklerinde olduğu gibi...

Prof. Mahir Kaynak, “Terör konusundaki temel yanılgı, terör örgütlerinin devletlerden bağımsız, onların dışında ve karşısındaki birtakım örgütlenmeler olduğunun kabul edilmesidir” diyor, “Oysa çok güçlü ve profesyonel devlet yapılanmalarının karşısında, bir avuç insanın sınırlı kaynaklarla kurdukları örgütlerin yaşama şansı hiç yoktur. İşin gerçeği terör örgütlerinin devletler ve onların organları tarafından kullanılmasıdır. Yani terörist meşru yapının karşısında değil onun emrinde ve hizmetindeki olan yapılardır. Terör, toplumu ve ülkeyi yönetenleri belli bir yöne sevk etmek için yapılan eylemlerdir ve eylem buna göre kurgulanır.”

Terör, sadece ticarî bir enstrüman da değildir.

Bir düşünce sistematiğidir, bir “felsefe”dir aynı zamanda.

İşini bilen büyük devletler, geçmişte, bu felsefeyi ihraç ederek çok büyük paralar
kazandılar.

Dolayısıyla, kazanç getirdiği sürece PKK da ayakta tutulacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi