Hatay Dörtyol’da çıkan olaylarla ilgili istihbarat raporları gerçekten insanın kanını donduruyor.

Yani ikinci bir Madımak faciasının ucundan dönmüşüz. Hatırlarsınız, BDP ilçe binasına saldıranlar, içerideki eşyaları ateşe vermişti.
Polis, MHP’li belediyenin itfaiyesine “koş gel!” diyor anında.

“Ancak itfaiyeciler yangını söndürmedikleri gibi zafer işaretleri yaparak, arkalarına bakmadan çekip gidiyorlar!” Bu beni alıp “Kristal Geceye” (Kristallnacht) götürüyor. Tarih 10 Kasım 1938; Nazi’ler, Paris’te bir suikaste kurban giden elçilik görevlisinin öcünü almak gibi uyduruk bir bahane ve Berlin Belediye Başkanı’nın “hadi koçlar... Hadi aslanlar...” yollu sırt sıvazlamaları sonucu, itini köpeğini sokağa salar. Sonuçta “Ari ırktan olmayan”, ki buna Romanı, Rus asıllısı, Yahudisi dahildir, doksan kişi yaşamını yitirir bir veriye göre 7 bin 500 iş yeri yağmalanır, mezarlıklar tahrip edilir, 177 yedi tapınak ateşe verilir, sayısı bilinmeyen eve saldırılır, yüzlerce yaralı hastanelere alınmaz, tedavileri yapılmaz. Irkçılığın doruğa ulaştığı günlerden biridir bu. Ha ortalık alev alev yanarken itfaiye ne yapar? Nazi selamı çakar!

Kahkahalarla gülenler bile vardır!

Dönelim Dörtyol’a. Güvenlik görevlileri , itfaiyenin tutumuyla ilgili Cumhuriyet Savcısına bilgi verir. Ne der Cumhuriyet Savcısı, istihbarat raporuna göre? “Slogan atan BDP’lilere herhangi birşey yapmıyorsunuz; bunlara da yapmaya gerek yok!” Bu yanıt, eğer doğruysa, beni Nuremberg Duruşmalarına ve Nazi döneminin hem başsavcı iskemlesine hem de yargıç koltuğun

da oturan Emil Janning’in anlattıklarına taşıdı. Nuremberg’de insanlık suçuyla yargılanan Janning, “Ben, Ari ırktan olmayanları düşman ve bu ülkeye zarar veren insanlar olarak gördüm buna inandırıldım. Onun için hadım edilmelerine, üzerlerinde tıbbi deneyler yapılmasına, toplu olarak öldürülmelerine onay verdim... Ama şimdi anlıyorum, ne kadar hatalı olduğumu!”
Gene Dörtyol’dayız. Olayların birinci ve ikinci gününde MHP İl Başkanı Şefik Çirkin ve Ülkü Ocakları İl Başkanı Lütfü Kaşıkcı ön saflarda boy gösteriyor. Dahası Çirkin, olaylar sürerken televizyonlara “halkın galeyana gelmesi doğaldır” gibisinden çirkin çirkin laflar ediyor. Kristal Gece sonrasında da dünya basınına konuşan, Propaganda Bakanı Joseph Goebbels, “bir yurttaşımız katledilmiş Paris’te. Halkın galeyana gelmesi doğal değil mi?” diye sorar!

Görüyor musunuz kafatasçılar, ırkçılar, birlikte yaşamayı bilemeyenler hangi ülkenin yurttaşı olurlarsa olsunlar, hiç değişmiyorlar!



RAMAZAN SOFRANIZ CEBİNİZİ YAKMASIN

Çok sayıda e-posta geliyor, Ramazan’da iftar sofralarının cüzdan yakacağıyla ilgili. Kısacık bir araştırma sonucu, cüzdanınızı hiç de ateşe vermeden mükellef bir iftar sofrası düzenleyebileceğinizi saptadım:

Çay Harman Berk (1kg) 1 Adet

Ayçiçek yağı 2 Lt 1 adet

Salça 830 gram 1 Adet

Un 2 kg 1 Adet

Toz şeker 2 kg 1 Adet

Bu listeye, 2.5 kilo pilavlık pirinç, 1 kg fasulye, 1 kg kırmızı mercimek, 1 kg bulgur, 80 gram ezogelin çorbası, 65 gram kremalı tavuk çorbası, yarım kg siyah zeytin, kayısı meyva nektarı bir litre, makarna mantı yarım kilo, makarna burgu yarım kilo, makarna tel şehriye yarım kilo, limonata bir litre ve 150 gram yoğurt ekleyin.

Toplamı kaç para dersiniz? Toplamı 39 lira 90 kuruş. Nereden mi alacaksınız bunları? Hadi size bir de telefon numarası vereyim, size en yakın mağazalarının adresini versinler: 0216 311 91 84.


KARAOĞLAN’DAN SONRA YİĞİTOĞLAN!

Rahmetli Bülent Ecevit’e, Karaoğlan adını veren 85 yaşındaki, Kars’ın Susuz İlçesinde oturan Şehzade Nine, kendisini ziyaret eden Kemal Kılıçdaroğlu’na “Ecevit’e Karaoğlan demiştim. Senin adınsa Yiğitoğlan bundan böyle!” demiş.

Tabi muhabbet bu kadar kısa sürmemiş. Şehzade Şahin, hemen iki torunu için iş istemiş, “onları bir ekmek sahibi yap... Ben de sana dua ederim.” demiş. Hani olur ya, Kılıçdaroğlu, ninemin torunlarını ekmek sahibi yapamadı. Ne olacak o zaman? Yiğitoğlan etiketini söküp İşe Yaramaz Oğlan mı diyecek?


Yabancı yatırımcının CHP korkusu

İngiliz Bankası Barclays Capital, raporunda “piyasaların seçimlerde yeni bir AK Parti zaferi” beklediğini, olası bir CHP iktidarınınsa yabancı yatırımcıları tedirgin ettiğini bildirmiş. Christian Keller imzalı, 30 Temmuz tarihli rapor, Anayasa referandumu “genel seçimlerin aynası özelliğini taşıyor. Çoğunluk ‘evet’ oyu kullanacak,” demekte.

Keller bu raporu, IMF, yerel bankalar ve siyasi kuruluşların yanı sıra Merkez Bankasıyla Maliye Bakanlığı yetkilileriyle de görüşerek hazırlamış. Yabancı olsun yerli olsun, yatırımcı istikrar ister. Üstelik, yabancı yatırımcı istikrarın yanı sıra radikal değişimin ufukta göründüğünü sezdiği an pılısını pırtısını toplayıp kaçar. Ha CHP gelirse iktidara birşey değişir mi? Evet. Hele MHP’yle ortaklık kurarsa, çok ama çok şey değişebilir... Sil baştan yapmak zorunda kalabiliriz birçok şeyi.