Lig lideri Fenerbahçe, son Beşiktaş derbisinde, deplasmanda oynamasına rağmen, takım olarak olabildiğince sakin, stres ve gerginlikten uzak; galibiyet adına da kendilerine olan güvenin sonucu, ezeli rakibi karşısında 2-1’lik bir skorla kazanan oldu. Her zamanki gibi maçın yıldızı Alex, oynadığı futbol, attığı birbirinden şık ve güzel iki golle, kendisine kem gözlerle bakanları anlamlı bir şekilde cevaplayan isimdi...

Fenerbahçe, zor gibi gözüken maçları hep kolay kazandı. Asistan teknik direktör Zico, hiçbir derbiyi kaybetmedi. Zico, ne zaman bazı kesimler için gerçek teknik direktör olacak; onu da anlamakta zorluk çekiyorum. Adam, gelip Fenerbahçe’yi ilk sezonunda şampiyon yapmış, takım Şampiyonlar Ligi’nde ilk sekize kalmış; O, hala asistan mı? Neyse...

Fener ligimizde şimdilik iyi hatta çok iyi gidiyor. Yarın da Saracoğlu’nda Chelsea ile karşılaşacak. Bu maçta da favorim Fenerbahçe. Falcılık yapıp, ahkam kesmiyorum. Bu takıma güveniyorum. Gökhan, bu maçta kart cezalısı; oynayamayacak. Onun yerine önder var. Roberto Carlos da bir ihtimal var gibi. Fenerbahçe’nin -rakibi ne kadar şöhretli ve büyük gibi gözüküyor olsa bile- tek düşüncesi kendi oyununa bakmak olacaktır.

Eğer Fenerbahçe, son zamanlardaki görüntüsünü sergilerse, ‘Chelsea’yi evinde yener’ iddiasında bulunuyorum. Bu inancımın bu kadar iddialı bir hale gelmesi, Alex’in inanılmaz form grafiğinin zirveye çıkmasıdır. Eski takımı Chelsea’ye karşı, Kezman’dan gol bekliyorum. Nöbetçi golcü Semih’in de girdiği anlardan itibaren Fenerbahçe, gol yollarında Deivid’le, Alex’le, Selçuk’la, Kezman’la rakiplerine hep baskı kurup, gol buluyor. Uğur Boral da bu maçta süratiyle sol kanadı iyi kullanıp, Fener hücumlarına katkı sağlar; Carlos da oynarsa futbolunda daha büyük destekçi ve katkıcı olur.

Bir kez daha söylüyorum: Fenerbahçe bu maçı kazanır...