Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Hem villan varmış, hem de havuzluymuş... Oldu mu şimdi?

Hem villan varmış, hem de havuzluymuş... Oldu mu şimdi?

Hemen belirteyim, bu konularda kalem oynatmayı “ayıp” kabul ettiğim halde yazıyorum.

Bana ne kimin nerede oturduğundan, ne kazandığından, ne sarf ettiğinden!

Bana ne, size ne, kime ne...

Beni bu tecessüse, bu “ayıplı tavra”, değerli Kemal Kılıçdaroğlu itti.

Kendisi “çok meraklı” bir görüntü çiziyor çünkü ve başkalarının evleri, başkalarının kazancı, başkalarının “yasalarla ilişkisi” üzerinden siyaset yapıyor...

Fena halde müddei...

Eh, işin içinde “iddia” olunca, durum değişiyor.

İnsanı iddiasından vuruyorlar...

Küfretmek için apartta bekleyen “serseri takımına” duyurulur:

Hayır kardeşim, ne havuzlu villam var, ne de kaçak yapıda oturuyorum.

Meşru çerçevede parasını kazanan, vergisini ödeyen, çocuklarını okutan sıradan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım.

Demokrasiyi, özgürlükleri ve serbest piyasa ekonomisini savunuyorum...

İnsanların, kendilerinin gerçekleştirmelerinin önündeki “devlet engelinin” kaldırılmasını, “farklılıkların ve karşıtlıkların” barış içinde bir arada yaşamasını istiyorum...

Kalemimle de bunun mücadelesini veriyorum.

Budur...

Peki, kazancım kifayet etse havuzlu villada oturmak ister miyim?

Neden istemeyeyim?

Kemal Bey, genel başkanlık mazbatasını aldığı günden itibaren, büyük bölümü kendi partisinin seçmeni olan “havuzlu villa” sakinlerine sallayıp duruyor ve iktidara geldiklerinde “başkaları” gibi havuzlu villaya tamah etmeyeceklerini söylüyor.

Bazen karıştırıp, “villalı havuz” diyor ama olacak o kadar.

Kağıthane’den “Kağıttepe”, Gediktepe’den “Gedikpaşa” ya

ratmıştı... Bu kadarcık dil sürçmesi de “nakısa” sayılmamalı. Neyse...
Müddei Kemal Bey, meğerse bir villaya sahipmiş...

Hem de havuzluymuş...

İddiayı, önceki gün, bir televizyon kanalında Melih Gökçek dile getirdi. Star gazetesi de, yemedi içmedi, villanın görüntülerine ulaştı... Haberin tafsilatını bugünkü nüshada okuyabilirsiniz.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun havuzlu villası (Allah nicelerini nasip etsin), Balıkesir’in Burhaniye İlçesi Pelitköy Beldesi’ndeki “İpekkum Yapı Kooperatifinde” bulunuyormuş... Milletvekilleri için, iki katlı sosyal konutlar halinde inşa edilen villaların önünde ise büyük bir “yüzme havuzu” varmış...

Pelitköy’ün CHP’li Belediye Başkanı Hüseyin Kayacık, Kılıçdaroğlu’nun havuzlu villası olduğunu doğruluyor... Villaların bedeli, şu anki rayiçle 150-200 bin lira civarındaymış...

Ne güzel...

Fakat, Kılıçdaroğlu’nun bir açıklama borcu yok mu kamuoyuna?

Bildiğimiz kadarıyla, Başbakan “bitişik nizam” iki dairenin birleşiminden oluşan bir eve sahip... Tam villa değil... Üstelik, havuzu 22 evle paylaşmak zorunda.

Kılıçdaroğlu “villa” tanımına daha uygun bir evde oturuyor ve havuzdan daha çok yararlanıyor...

Madem “dürüst” bir siyasetçidir, çıkıp diyecek ki, “Başbakan’ın havuzlu villasını dilime doladım ama aynı şeyi ben de yaptım... Benim de bir villam var. Hem de havuzlu... Üstelik, benim villamın havuzu daha büyük...”

Biz de oturup bir durum değerlendirmesi yapacağız...

Bu durumda Kılıçdaroğlu’nun daha “becerikli” olduğuna hükmedeceğiz ve ilk seçimde oyumuzu CHP’ye vereceğiz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi