Karşı hamle
Yargıya intikal eden olayların siyasi sonuçları varsa ona sadece bir hukuk sorunu olarak bakmam. Bu yargıyı dışlamak değil bu süreç devam ederken oluşacak siyasi sonuçları da değerlendirmek istemekten ibarettir. Bugüne kadar darbe iddialarının ön plana geçtiği bir siyasi mücadeleye tanık olduk. Bu süreç egemenliğin el değiştirmesi anlamını taşıyordu ve seçkinlerin egemenliği yerine halkın egemenliğinin oluşacağı ilan ediliyordu.
Bu gibi mücadelelerde herkes kendini haklı kılacak iddialar ortaya atar ve herbiri diğerini suçlar. Sonuç haklı olanın değil güçlü olanın kazanmasıyla belirlenir. Kazananın iyi ya da kötü olduğu ancak kaybedip güçsüz kaldığı zaman anlaşılır. Bu açıdan objektif bir değerlendirmeye haklılık ya da haksızlık tartışmasıyla ulaşılamaz. Tarafların ne yaptığı ve hangi amaca ulaşmak istediği araştırılmalıdır.
Bugüne kadar mücadelede bir tarafın hamlelerini seyrediyor, diğer tarafın ezilen kişilerin mırıldanmalarına benzeyen sözlerinden öte bir şey duymuyorduk. Günün birinde bireysel olmayan, bir gücü temsil eden bir karşı hamleyi bekliyordum hatta geciktiğini düşünüyordum. Şimdi Hanefi Avcı’nın çıkardığı kitap karşı hamlenin başladığını gösteriyor.
Bugüne kadar itham edilen zümredeki beklenenin ötesindeki durgunluk, hatta bunun mücadelenenin bittiği ve zafer kazanıldığı sanılmasına yol açması ne anlama geliyordu? Bunun bir strateji olduğunu, küçük ve bireysel hamleler yerine sistemli bir karşı hamle için hazırlık olduğunu, hatta biraz komplo teorisi sosunu işin içine katarak karşı tarafın kolayca çürütülebilecek iddialarda bulunmasına destek olunduğunu düşündüm. Görünen manzara şuydu: Bir tarafın iddiaları, herhangi bir araştırmaya ve sorgulamaya gerek duyulmadan kabul ediliyordu. Bu kendine aşırı güvenin bir sonucuydu. Oysa karşı taraf siperde hazırlık yapmaktaydı ve günün birinde ortaya çıkmaları sürpriz olmayacaktı.
Bu kitabın içindekiler ve yayınlanma zamanı bir tesadüf değildir. Eğer bir kişi karşı olduğu şeylerin bireysel değil bir örgütün işi olduğunu düşünüyorsa kendisi de bireysel hareket etmez. Bu nedenle kitabın yayınlanmasını bir karşı hamlenin ilk adımı sayıyorum. Bundan sonra kitapta ileri sürülen iddiaları destekleyecek birçok yeni verilerle karşılaşacağımızı ve buna başka güç odaklarının da destek vereceğini düşünüyorum. Yani olayı bir kişi ve bir kitapla sınırlı tutmak yanlıştır.
Bu mücadelenin sonucu ne olacaktır? Taraflar haklılıkları oranında mı başarılı olacaktır? Siyasi boyutu olan olaylarda siyasetin belirleyici olacağı ve hukukun buna uyum sağlayacağı tecrübelerle sabittir. Sonuç Türkiye’nin bölgede ve dünyadaki yeni rolünü en iyi yapacak bir kadronun kazanması ya da kadroların buna uyum sağlayacak biçimde yeniden şekillenmesi olacaktır.
Siyasetçilerin meydandaki kalabalıkları ve söyledikleri sözler bir savaşta cephedeki çatışmalara benzer. Bunlar sonuca etki etse bile zaferin nihai belirleyicisi değildir. Karargahlarda oluşturulan starteji ve devletin sağladığı ittifaklar sonuç üzerinde daha belirleyicidir. Olaylara yukardan aşağı doğru bakmak gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.