CHP ve türban sorununu düğümlemek!
Malum, CHP yaklaşık bir yıldır "türban sorununu biz çözeriz" iddiasında.
Siyaset alanına serinkanlı ve biraz mesafe koyarak bakıyorsanız, kabul etmelisiniz ki bu iddia ve ısrar hem CHP için hem de Türkiye için sevindirici bir aşamadır.
Neden mi?
Şöyle bir düşünün...
CHP yakın zamana kadar türbanı derhal def edilmesi gereken bir siyasal simge ve laik düzene saldırı olarak görmüştü.
Oysa partide şimdi hâkim olan yaklaşım belli ki "türban sorunu"nu daha fazla gecikmeden çözülmesi gereken bir sosyal sorun olarak değerlendiriyor.
***
CHP öyle bir parti ki...
İşi yokuşa sürmekte, dönüp dönüp bina okumakta, iktidar karşıtlarından aldığı desteğe güvenip yan gelip yatmakta ve çözmeye kalktığı şeyi düğümlemekte üzerine yok!
Bir kere... Türkiye için hayati önemdeki konuları düşünmeyi hep erteliyor bu parti!
Kürt Sorunu mu? Referandumdan sonra yeni bir Kürt Raporu hazırlayacaklarmış!
Türban sorunu mu? Referandumdan bir ay sonra nasıl çözüleceğine dair bir çalışma başlatılacakmış!
Öyle ki, iktidarı "açılımın içini doldurmadı" diye eleştiren Kılıçdaroğlu, şu ana kadar hiçbir temel tezinin içini doldurmadı! Hele bir referandum geçsin de, sonra çalışıp öğrenecek!
Böyle siyaset, böyle siyasal liderlik olur mu, diyeceğim ama... Oluyor işte!
Üstelik bu tembel siyaset modeli ülkedeki keskin kamplaşma yüzünden taraftar buluyor, oy kazanıyor!
***
Gelelim asıl konuya...
Yani CHP'nin türban sorununu çözmek üzere çalışma yapmak için görevlendirdiği Prof. Sencer Ayata'nın dediklerine...
Öteden beri "Türban sorununu çözerse, CHP çözer" diye yazılar kaleme alan Atılgan Bayar, baktım da dünkü köşesinde "Bu CHP türban sorununu çözemez" başlığı atmış ve CHP'nin yeni sorununun adını da koymuş: Sencer Ayata sorunu!
Haksız değil Atılgan!
CHP Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı Prof. Ayata "Saçı hiç göstermeden kapatma acaba İslamiyetin bir koşulu mu? Din adamlarıyla da görüşüp fikirlerini alacağım" demiş!
Doğrusu, ben de Prof. Ayata'nın bu sözünü okuduğum anda...
Kafamdaki "CHP ve türban sorununun çözümü" başlıklı dosyanın kapağını kapattım.
***
Sayın Ayata size sesleniyorum... Laik ve demokratik bir ülke türban sorununu din adamlarıyla tartışarak çözmez!
Hani bir başka partinin üyesi bunu söylese, "vayy ulemaya soracakmış ha!" diye ortalığı ayağa kaldırırdınız! Yalan mı?
Türban sorunu asla bir "din bilgisi" sorunu değildir. Başın öyle değil de, böyle bağlanması modern bir uygulama, modern bir tavır, hatta bir tür modadır. Gerçekten çözmek istiyorsanız, önce türbanın bir demokrasi sorunu olduğunu bilmeniz gerekir!
Danıştığınız ilahiyatçılar "yok canım, ilgili ayetler yoruma açıktır ve İslam'da örtünme çeşit çeşittir" derlerse ki öyle diyecekler...
O zaman ne yapacaksınız sayın Ayata?
Üniversitede okuma özgürlüğünü isteyen başı kapalı kızlar için Nur Serter'le birlikte yeniden "ikna odaları" mı kuracak ve "bakın, dinde bu örtünmenin yeri yokmuş" mu diyeceksiniz?
Bu yorumları o kızlar bilmiyor da, ilk kez sizinle birlikte mi öğrenecekler sanıyorsunuz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.