Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Cemaat öpsün sizi

Cemaat öpsün sizi

Hanefi Avcı’nın kitabını okumadım... Medya Towers’taki Simon’larla meşgul olduğum için, bir süre daha okumayacağım.

Esasında, okuyabileceğimi de düşünmüyorum.

Hanefi Bey’in “tayin terfi öfkesiyle” kalkıştığı kişisel laf çakmalarından bana ne.

Hrant Dink cinayeti ve Ergenekon bahsiyle ilgili bazı ilginç açıklamalarda bulunmuştur diye düşünüyordum. Hiç oralara girmemiş.

Hrant konusunda mesela, Ertuğrul Özkök gibi düşünüyor: “Üç beş mahalle serserisinin milliyetçi duygularla kalkıştığı” adi bir cinayet...

Ergenekon konusunda da soruşturmayı “itibarsızlaştıran” spekülatif açıklamalar dışında yeni bir şey söylemiyor.

Ergenekon’un “yaratılmış bir heyula” olduğu, Danıştay suikastinin de cemaatçi polisin çabalarıyla Ergenekon ana davasıyla birleştirildiği görüşünde.

Hep “dürüst, namuslu ve doğrucu” nitelikleriyle anılan Avcı, darbe teşebbüslerini deşifre eden ilk kişidir oysa... İstihbaratçı olduğu için, ordu içindeki cunta hareketlerinden haberdardır ve bu bilgileri mutlaka siyasi iradeyle paylaşmıştır.

Danıştay suikastine gelince...

Hanefi Bey bu davanın Ergenekon ana davasıyla birleştirilmesini zorlama bir çaba olarak görüyor, bir cemaate bağlı muhayyel görevlileri suçlayarak durduk yerde kafa karışıklığı yaratıyor ama Sağır Sultan da bilir ki, “birleştirme” ameliyesi Yargıtay’ın marifetidir.

“Okumayacağım” filan diyorum ya, kulak asmayın.

Elime geçirsem tozunu bile atarım.

Bu arada, önceki gün kitabı sordum, “kalmadı” dediler.

Kim sorsa aynı cevabı alıyormuş.

Baskısı tükenmiş... Müşterisi çok olduğu için, kitapçılar siparişleri karşılamakta güçlük çekiyormuş... Yayınevi “yeni bol satışlı baskılara” hazırlanıyormuş, filan...

Kendi kendime, “bu işi de cemaate yazarlar” diye düşündüm.

Nitekim yazdılar.

Medya Towers’ta mukim Simon’un teki, dün,

“Ahali kuyrukta ama kitap yok... Görünmez bir el kitabı uçurdu” gibilerden bir şeyler karalamış... Kitabı cemaatin toplattığını ima ediyor...
Ben okumadım... Bildirdiler.

Bende istikrah ve “tiksinti” uyandıran yazarları okumuyorum artık. Bildiriyorlar da öyle haberdar oluyorum.

Demek ki, kitap piyasası da cemaatin eline geçmiş.

Her yerde örgütlenen; orduyu, polisi, yargıyı ve medyayı ele geçiren cemaatin bu kadar salak olduğunu bilmiyordum... Sürekli piyasadan kitap toplatacak, sürekli “talep” yaratacak, bu arada “arz”ı şişirecek ve hem yazarına, hem de yayıncısına para kazandıracak.

Böyle bir cemaatin neresinden korkarlar, bilmiyorum. Keşke bizim başımıza da böyle üç beş cemaat musallat etseler.

Fakat ben size daha “korkutucu” bir manipülasyonu haber vereyim.

Hanefi Bey’in kitabı vesilesiyle, Türkiye’deki “değişim” taleplerini “asker polis tersleşmesine” bağlayan (daha doğrusu indirgeyen) yorumlar sökün etmeye başladı...

Sanki halk “demokratikleşmeyi” ve “sistemin pisliklerinden arınmayı” düşünemiyor da, cemaatçi polisin hedef ve istikamet tayin etmesiyle bu yola giriyor.

Bu cümleden olarak, HSYK ve Anayasa Mahkemesi’ni “hukuk” çizgisine çekip demokratikleştirecek, darbelerden hesap soracak, YAŞ kararlarını yargı denetimine açacak, memura toplu sözleşme hakkı getirecek anayasa değişikliği de asker polis tersleşmesinin bir ürünü...

Öyle mi?

Küfretmek için alesta bekleyen serseri takımına duyurulur:

Hayır kardeşim, hiçbir cemaatin, derneğin, örgütün, tarikatın mensubu ya da müntesibi değilim.

Her taşın altında cemaat arama “cevvaliyetinizi” bari biraz da demokratikleşme yönünde kullanın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi