Onur'u kazandık!
Kazakistan bizim rakibimiz değil. Ama geçmişte bu tür rakiplere çok tuhaf puanlar kaybettik. Örnek mi; mesela Malta, mesela Estonya. Bu tür rakiplere karşı içeride, dışarıda iyi oynamak veya kötü oynamak hiç önemli değil. Önemli olan kazanmak. Ve dün gece de Milli Takımımız bunu çok rahat yaptı. Önce şunu söyleyelim ki, Trabzonspor'un genç kalecisi Onur önümüzdeki 10 yılın garantisi gibi görünüyor. Dün kendisine fazla top gelmemesine rağmen gelen toplarda da sanki Milli Takım'ın 40 yıllık kalecisiymiş gibi başarılı oldu.
Diğer bir paragraf da Hamit'in attığı o muhteşem gole. Kornerden gelen topa öyle bir vole vurdu ki, 20 metreden 90'a giden gol, dünyada bu sene atılan en güzel goller sıralamasında ciddi bir yer alacaktır. Emre'yi de çok diri bulduk. Orta sahada her türlü organizasyonda baş rolü üstlendi.
Maç öncesi en büyük handikabımız takım oyuncularımızın büyük bir çoğunluğunun formsuz oluşu ya da takımlarında oynamayışlarıydı. Bu tür eksikler böylesine zayıf takımlar karşısında fazlaca handikap yaratmayabilir, ama bu tablonun salı gecesi Belçika'ya karşı nasıl bir durum alacağını kestirebilmek çok güç. Yıllardır en büyük sıkıntımız duran toplardaki defansif zaaflar. Maç başında da bu tür yan toplardan etkilenir gibi olduk. Ama dedik ya; rakip zayıf ve kalitesi düşük olunca takke düşüp kel görünmüyor.
KAZAKİSTAN RAKİP DEĞİL
Dün gece hiçbir şey için ölçü olmaz ama yine de kanatları istediğimiz gibi kullanamadık. Kullansak bile ileride oynayan Tuncay asla bir pivot santrfor değil. Özellikle rakip kontrataklara çok dikkat etmemiz lazım. Çabuk dönemiyoruz. Salı gecesi bu eksikliğimiz de büyük problem yaratabilir. Sonuç olarak kazanmak zorundaydık ve problemsiz geçtik. Ama bizim rakiplerimiz daha farklı takımlar. Bunlardan ilki de salı gecesi misafirimiz olacak. Mutlaka kazanmak zorundayız.
Son sözümüz hakeme... Macar hakemleri oldu, bitti çok iyilerdir. Dün geceki de çok başarılı bir yönetim sergiledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.