Ali Sami Yen’deki 3 puana merhaba!
Galatasaray, hiç de alışa gelmemiş son derece yavaş garip bir futbol oynuyor. Futbolcular birbirlerinden kopuk maç havasına giremiyor, maça asılamıyor... Uzun lafın kısası yıllardır alıştığımız Galatasaray değil bu! Seyircisinin müthiş desteğine rağmen takım bir türlü hatlar arasında kopukluğu gideremiyor. Orta saha çalışmıyor. Savunma güven vermiyor. Hücum hattı da pozisyon üretemiyor.
Misimovic ve İnsua’nın katılması takımı güçlendirmiş. Ama ikisi de daha takımı tanımadığından maç boyunca ciddi bir başarı sergileyemedi. Ama gelecekte çok daha iyi olacakları yolunda sinyaller verdiler.
Galatasaray’ın ilk pozisyonu maçın 3/1 bölümünün bitmesinden sonra geldi dersek, takımın gol pozisyonlarındaki üretkensizliğini daha iyi anlatmış oluruz. Kewell’ın şutundan başka ilk yarıda tribünleri ayağa kaldıracak, hemen hemen hiçbir olumlu hareket izleyemedik.
Maç bitiminde Adnan Polat’ın “Derin bir oh” çektiğini görünce bu takımın eski günlerine dönebilmesi için daha çok çalışması gerektiği gerçeği bir kez daha gözler önünde sergilendi.
Arda’nın bu takım için ne kadar gerekli olduğunu, orta saha ile forvet arasında kurduğu köprünün takıma ne kadar katkı sağladığını dün gece bir kere daha anladık.
Galatasaray’ın takım düzenini değiştirmeden oynamayı sürdürmesi ve böylece futbolcuların birbirlerini daha iyi tanıması gerekiyor. Bu arada Elano’nun Galatasaray defterini kapattığını sergilediği oyunu bir kez daha gördük. Yerine giren Aydın, gerçekten oynadığı sürece sahanın en iyisiydi. Bir futbolcuya bu kadar çok para verip, ondan bu kadar az verim almak gerçekten çok yazık!... Bu maça bakıp, Galatasaray’ın geleceğinin parlak olduğunu söylemek çok zor. Ama gerek Misimoviç gerek İnsua’nın takıma olumlu katkıları olacağı kesin. Galatasaray’ın tek karı aldığı 3 puandır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.