Önderimiz Önder baba
Barış Yarkadaş diye bir arkadaş var... İsmine, arada sırada, internet sitelerinde tesadüf ediyorum... Bir internet sitesinin de sahibi yahut üst düzey yöneticisi.
İşbu Yarkadaş, Kılıçdaroğlu’na yakın bir arkadaşımızdır.
Düzeyini, çapını, derinliğini bilmem ama sıkı ve sahih bir CHP’lidir. Gürsel Tekin’le de “kankalık” durumları vardır. Gürsel Tekin, yakın bir zamana kadar düşüncelerini, pardon sövgülerini, bu arkadaşın sitesinde yayınlardı; anakronik solcuların bile tükettiği kavramlarla “emek, barış, sosyal devlet” edebiyatı yapardı. Parti içinde etkin bir konuma yükselince yazarlığa ara verdi, hepimizi kurtardı.
Barış Yarkadaş’ın bir hususiyeti de şu:
Doğrucu bir arkadaş...
Lafını hiç sakınmıyor... “Kankalık ilişkileri” mucibince ağzına geleni söylüyor ve bilmediğimiz hususlarda bizleri aydınlatıyor.
Parti içinde olup bitenleri merak edenler Barış Yarkadaş arkadaşın yazıp çizdiklerine bakabilirler.
Ben baktım, aydınlandım... “İyi ki böyle açık sözlü arkadaşlar var” dedim.
Hem de kafam karıştı.
Kafa karışıklığı şu:
Barış Yarkadaş arkadaşımız, Baykal’ın “kongre” isteğiyle patlak veren parti içi çekişmelerle ilgili uzunca bir yazı yazmış. Özetleyecek değilim... Tüzük meselesiyle ilgili bir kavga yaşanıyormuş şu sırada partide; gizli toplantılar, adam ayartmalar, el altından yollanan ültimatomlar, genel başkanın bilgisi haricinde il başkanlarından alınan imzalar, kulisler, tezviratlar...
Fakat, bu kavgada kim kimin rakibi, kim kimin taraftarı, onu çözemedim.
Kılıçdaroğlu kim?
Önder Sav nerede duruyor?
Gürsel Tekin kime trampa yapacak?
Baykal’ın kongre isteği ne anlama geliyor?
Başlangıçta, Baykal’ın, istikbaldeki genel başkanlığının altyapısını oluşturmak için “kurultay” önerisini ortaya attığını düşünüyordum. Meğer yeni tüzüğün uygulanmamasından kaynaklanan bir sıkıntıyı dile getiriyormuş. Bir derdi de, Önder Sav’ı yemekmiş... Belki de Kılıçdaroğlu’nun “kolay lokma” olduğunu, Önder Sav unsurunu bertaraf ettikten sonra işlerin daha kolaylaşacağını düşünüyordur, bilemiyorum. Günahını almayalım yine de...
Bitti mi?
Hayır.
Partiye, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Kongrenizde tüzüğü uygulamaya koymayacağınıza dair bir gündem maddesi yok, ama buna rağmen gündeme almadan iptal kararı vermişsiniz” mealinde bir uyarı yazısı gelmiş. Ama Önder Sav, bunu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gizlemiş. Durum Baykal’ın ihbarıyla ortaya çıkmış, filan...
Kafamı karıştıran husus şu:
Koskoca CHP tüzüksüz mü yönetiliyor?
Peki, bu nasıl olabiliyor?
Barış Yarkadaş arkadaşın yazısı sadece “kafa karıştırıcı” değil; aynı zamanda aydınlatıcı.
Bakın ne yapmış Önder Sav!
Kılıçdaroğlu’nun il başkanları toplantısından bir gün önce, bazı il başkanlarını 14. kattaki odasında gizlice toplamış, bir güzel el öptürmüş, sonra da “Cumartesi günü bildiri yayımlayacak ve kurultay istemiyoruz diyeceksiniz” diye ültimatom vermiş.
Diyor ki Barış Yarkadaş: “Parti biat kültürüne mahkûm ediliyor. CHP’de el öpme geleneği ve biat kültürü var mı?”
Ben de diyorum ki, “Olmaz mı? Biat kültürünün kralı CHP’de var...”
Hadi, Milli Şef’in önündeki el öpme kuyruğunu saymayalım... Bazı eskimiş değerlere biat CHP’nin varoluş gerekçesidir. “Laik teokratik devlete ve tek parti umdelerine biat...”
El öpenleri çok olsun, “Önder baba” da bir geleneği yaşatıyor ve bence çok iyi ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.