Hayrettin Karaman

Hayrettin Karaman

Muhalefet çözüme yanaşmıyor

Muhalefet çözüme yanaşmıyor

CHP ve MHP sözcüleri yaptıkları konuşmalarda çözümü, "üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırmak" ve bazen de "Kamusal alanda hizmet veren değil de alanların başörtülü olmalarını serbest bırakmak" şeklinde ifade ediyorlar. Eğer çözüm dedikleri, destek verecekleri bu ise "çözüm istemiyorlar, selden kütük kapma peşindeler" demektir.

Okumuş yazmış adamlar, şunca yıldır müslümanların arasında yaşıyorlar; bunlar bilmezler mi ki, dinde pazarlık olmaz, dindarlara "ibadetlerin şu kadarını yapın, şu kadarını yapmayın, haramların bazılarını terk edin ama bazılarını terk etmeyin..." denemez.

Modern sapmaları hariçte bırakırsak –ki, bırakmamız, itibar etmememiz gerekir- Hz. Peygamberden (s.a.) günümüze kadar bütün İslam alimleri şu maddelerde ittifak etmişlerdir:

1.Kadınların el, yüz ve ayakları dışında kalan vücutlarını, mahrem olmayan erkekler yanında uygun giysilerle örtmeleri farz, açmaları haramdır (Zaruret halleri müstesnadır).

2.Müslümanların dinin emirlerine uyma yükümlülüğü (mükellefiyet) ergenlik çağına girince başlar; bu da kızlarda 9-15 yaşları arasında ayhali olmakla gerçekleşir. Ayhali olmayanlar da onbeş yaşlarından sonra yükümlü olurlar.

Özdemir İnce gibi haddini bilmez yorumcuların ancak kendilerini bağlayacak görüş ve yorumları Müslümanları bağlamaz. Din özgürlüğü, din karşıtlarının görüş ve anlayışlarına insanları mecbur etmek anlamına gelmez. Dindar neye inanıyorsa hürriyet ona ait olacaktır. İnce'nin iddialarına cevap yıllarca önce verilmiş ve "İslam'da Kadın ve Aile" isimli kitabımda (Ensar Vakfı Yayınları) yayımlanmıştır.

Bu duruma göre çözüm "ergenlik çağına gelmiş kadın ve kızlarımızın nerede olurlarsa olsunlar, mahrem olmayanlar yanında örtünmelerini serbest bırakmaktır." Bu hürriyeti sınırlayan, azaltan, kısan teklifler çözüm değildir; aldanma, aldatma ve oyalamadır.

Bugün dünyanın kabul ettiği insan hakları çerçevesinde din hürriyeti, bir dine inanmayı, din değiştirmeyi, inkarı, inancı açıkta ve gizlide uygulamayı (inanca göre yaşamayı, ibadet ve ayin yapmayı), öğretimi, yaymayı ve örgütlenmeyi içine almaktadır.

Kamusal alan diye uydurulan yerlerde –başkalarının hak ve hürriyetlerine zarar vermediği, kamu düzenini bozmadığı... halde başörtüsünü yasaklamak insan haklarına aykırıdır, din hürriyetinin hukuk dışı kısıtlanmasıdır.

Türkiye'deki çarpık uygulama (kamusal alandaki yasak) zorlama maddelere ve yorumlara, daha çok da "din karşıtlığı" anlamındaki laiklik anlayışına dayanmaktadır ve bunun mutlaka değişmesi gerekiyor.

Anlamsız, uydurma, gerçek dışı, bahane mahiyetinde bir gerekçeleri daha var: Kamusal alanda başörtüsüne izin verilirse toplumda ayrılık gayrılık olur, kaos oluşur, örtünmeyenlerin devlete güveni sarsılırmış.

Yıllardır bu ülkede İslam'a göre örtünenler ile örtünmeyenler yan yana yaşıyor; ne ayrışma oldu, ne millet birbirine düştü, ne de dirlik ve düzen bozuldu. Dostluklar, birliktelikler, dayanışmalar, güzel ilişkiler devam edip gidiyor. Düzeni bozan tek şey yasaklardır ve bu yüzden örtünmenin tartışma konusu haline getirilmesidir.

Ey siyasetçiler!

Bilmiyorsanız anlattım, biliyorsanız ve şimdi bildi iseniz samimi olun, ya çözüm gibi çözüme destek verin veya milleti aldatmaktan ve Müslümanları oyalamaktan vazgeçin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hayrettin Karaman Arşivi