Sandalye, Sıra ve Namaz
Din İşleri Yüksek Kurulu "camilerde namaz kılanların, mazerete dayalı olarak sandalye veya en arkada kurulan sıra(lar) üzerine oturarak namaz kılmalarının caiz olup olmadığı konusunda bir açıklama yapmış. Bu açıklamanın arkasından "camilerden sandalyeler kaldırılsın, sıra da yapılmasın" şeklinde bir buyruğun gelmeyeceğini umuyorum. Böyle umuyorum çünkü yapılan açıklama birçok sözden sonra şöyle devam ediyor:
"Ayakta durmaya ve rüku yapmaya gücü yettiği halde yere oturamayan kimse namaza ayakta başlar rükudan sonra secdeyi tabure ve benzeri bir şey üzerine oturarak imayla eda eder. Ayakta durmaya gücü yetmeyen, yere de oturamayan kimse namazı tabure, sandalye ve benzeri bir şey üzerine oturarak rüku ve secdeleri imayla yerine getirir."
Yani camide sandalye, en arkada sandalye yerine geçecek ve cami içinde sandalye kirliliğini engelleyecek bir sıra olabilecek ve yere oturamayanlar bunları kullanabilecek.
Birgün Cuma namazından çıkarken dağıtılmakta olan bir broşürden ben de aldım. Buroşür "sandalyede namaz" konusu ile ilgili idi, ilk bakışta sandalyede oturarak namaz kılmanın caiz olmadığını anlatmak için yazılığı ve dağıtıldığı anlaşılıyordu. Resimler de yapılmış ve nasıl oturulacağı gösterilmişti. Bir de baktım ki, resimlerin birinde arızalı şahıs bir tabure üzerine oturtuluş, ama bununla yetinilmemiş bir tabure de –kıbleye doğru uzatılmış olan- ayaklarının altına konmuş; yani sandalye olmaz diyen yazar, bir sandalyeyi ikiye çıkarmış.
Bir mümin namazı cemaatle kılmak istiyor, camiye geliyor, yere oturmakta, oturursa bir daha kalkmakta zorluk çekiyorsa, ayakta da uzun süre duramıyorsa elbette sandalye, sıra, tabure gibi bir şeyin üzerine oturabilir.
Bu durum Peygamberimize (s.a.) sorulmuş, o da ""Ayakta duramıyorsa otursun, oturamıyorsa –yan veya sırt üstü- yatarak kılsın" buyurmuş. Bu hadiste kolaylaştırma var, ihtiyacı olduğu halde sandalyeye oturmayı sakıncalı görmekte ise zorlaştırma var. Niçin Peygamberimizin kolaylaştıran çözümü, kırk dereden su taşınarak zorlaştırılıyor?!
Açıklamada "Özellikle üzerinde namaz kılmak amacıyla camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapılması, cami doku ve kültürüyle bağdaşmamaktadır" şeklinde bir cümleye de yer verilmiş.
Camilerde sıralar halinde sabit oturakların yapıldığını görmedim. Benim gördüklerim en arkada bir veya iki sıradan ibarettir, bunun da "cami dokusunu ve kültürünü" bozmakla ilgisi yoktur. Ayrıca kültüre ait ise doku değişebilir. Peygamber Efendimizin (s.a.) mescidi ile bugünkü Mescid-i nebevi ve diğer camilerin kültürel dokularında hiç mi fark yok, hiç mi değişmemiş. İhtiyaç yanında estetik endişelerle değişmesine cevaz veriliyor da mazeretli insanların ihtiyaçlarını karşılayan sandalye veya arkada bir iki sıraya niçin karşı çıkılıyor?!
"Bunlarla camilerin giderek kiliselere benzer hale geleceğini" söyleyenler de varmış, bunun da gerçeklik ve gerçekleşenle bir alakası yoktur.
Suudi Arabistan'ın hocaları oldukça dar kalıplara riayet ederler, buna rağmen Mekke ve Medine'deki kutsal mescidlerin girişlerine arkalıklı sandalyelerin yerleştirildiği sandıklar konmuş, ihtiyacı olanlar bunlardan alıyorlar, namazdan sonra da getirip yerine koyuyorlar.
İhtiyaç, masa başında yapılan çözümleri aşar ve kendine yol açar. Direnmek beyhudedir ve dinimizde ihtiyaç "zaruret" demektir.
Bu konuda daha geniş fıkıh bilgisi için (www.hayreddinkaraman.net) adresli siteme de bakılabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.