Yeni CHP
Bugüne kadar yolsuzlukla, yandaşlarını zengin etmekle suçlanmamış bir iktidarı hatırlamıyorum. Bugünkü CHP’nin faklılılığı ülkenin ve dünyanın geleceğini etkileyecek çok büyük değişimlere kayıtsız kalması ve kendisini, iktidarı zayıflatacağını düşündüğü sıradan olaylarla sınırlaması oldu. Eskiden CHP, bürokrasinin de desteğiyle, olaylara yukarıdan bakar ve bu nedenle de halka sırtını dönmekle itham edilirdi.
Dünyanın yeniden, tepeden tırnağa kadar değişeceği bir süreci yaşıyoruz. Bazıları o kadar kötümser senaryolar üretiyor ki birisi çıkıp aç kalmamak için çiftlik satın alın diyebiliyor. CHP’nin desteğini sağlamaya çalıştığı AB’nin var olup olmayacağı tartışılıyor. Dünyanın en zengin ülkesi sayılan ABD’nin, ekonomisindeki çöküş nedeniyle, yok olmanın sınırında olduğunu söyleyenlere rastlanıyor. Acaba yönetenler değiştirmeleri mümkün olmayan bu süreçte kaderlerini mi bekliyor yoksa bazı güç odaklarının bilinçli bir şekilde yürüttüğü ve belli amaçları olan bir değişimi mi yaşıyoruz?
CHP’nin dünyadaki ve ülkemizdeki sorunları önemsemeyip sorunu seçim kazanmaya indirgediği ve bu amaçla iktidarı suçlayıp halka şirin gözükecek söylemleri benimsediği görülüyor. Bu arada bürokrasiyle geleneksel ittifakı da yara alıyor.
Bazı gelişmelerin yanlış yorumlandığını düşünüyorum. İktidarın tek desteğinin halkın teveccühü olduğu ve zayıf bir devlet yapısının öngördüğü büyük hedeflere varmasında bir sakınca yaratmayacağını düşündüğü sanılıyor. Oysa ülkemizin büyük değişim sürecinden güçlenerek çıkması için ortam müsaittir ama güçlü bir devlet yapısı olmadan yaşanacak ciddi karmaşadan sağlıklı çıkmak mümkün değildir.
Kürt sorunu demokratik ve kültürel haklar sağlamanın dışına sarkıyor ve bazı siyasi projelerin üstü örtülü eylemlerine dönüşüyor. Bu durumda sorun başka güçlerin de karıştığı siyasal bir mücadeleye dönüşüyor. Hükümet bu süreçte halkına karşı sevgi dolu ve müşfik olmak, hasmına karşı güçlü olmak gibi zor bir politikayı sürdürmek zorunda. Hükümetler eylemlerini bürokrasiyle sürdürür. Bu konuda bazı çevreler hükümetlerin bürokrasi üzerinde otoriter bir tavır sergilemesi gerektiğini savunuyor. Oysa karar alınırken ortak hareket etmek, verileri ve muhtemel hareket tarzlarını ortak belirlemek ama kararı siyasi otoriteye bırakmak gerekir. Üstün olma duygusunun yerini birlikteliğin alması ve herkesin diğerinin önemini bilmesi gerekir.
CHP’nin bir sürprizle karşılaşacağını zannediyorum. Bugün yaşananlar devlet gücünün tasfiyesi değil bürokrasiyi ülkemizin dünya üzerindeki yeni rolüne uydurmak için yapılan düzenlemelerdir ya da öyle olmalıdır. Önümüzdeki günlerde iktidarla bürokrasi arasında bir bütünleşme gözlenirse ve yeni Türkiye modeli üzerinde bir anlaşma sağlanırsa şaşırmayalım. Bu durumda CHP yapayalnız kalır. Çünkü devletin güçsüzleştirilmesinden şikayet edenler karşılarında son derece değer verilen, muteber bürokratları görünce şikayetleri anlamsız kalır. Yani tekrarlamaktan bıkmayacağım “Allah devlete, millete zeval vermesin” atasözümüz gerçekleşmiş olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.