AB'de din temsilcileri
2010 yılının Temmuz ayında AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy, Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve 5 komisyon üyesinin hazır bulunduğu toplantıda dini liderler, AB'nin ekonomide 2020 stratejisine destek vererek eğitim ve çalışma piyasasında ayrımcılığın önlenmesini, sosyal hizmetlerin artırılmasını ve yeni istihdam alanları yaratılmasını talep etmişler.
AB laik ülkelerden oluşan bir topluluk, ama dünya hayatı ile ilgili mesele ve problemler konusunda din adamlarıyla toplantı ve danışmalar yapıyor. Acaba bu mevcut yöneticilerin inisyatifi ile mi oluyor, yoksa AB anayasasına mı dayanıyor?
Sorunun cevabı anayasada yer alan şu ifadedir:
"Birlik, Üye Devletlerde bulunan kiliselerin ve dini örgütlerin veya toplulukların ulusal yasa çerçevesindeki statülerine saygı gösterir ve ihlal etmez. Birlik, felsefi ve dini cemaatlerin statülerine karşı eşit ölçüde saygılıdır. Bu kiliselerin ve örgütlerin kimliklerinin ve özel katkılarının farkında olan Birlik, bunlarla açık, şeffaf ve düzenli diyalogunu sürdürür."
2005 yılında başlayan AB kurumlarının başkanlarıyla dini liderlerin 6. yıllık toplantısında, 3 semavi dine ilaveten Hindu ve Sihlerin temsilcileri de hazır bulunmuş. Katoliklerin, Ortodoksların, Protestanların ve Yahudilerin 4'er temsilci gönderdiği toplantıda Müslümanları, Almanya'daki Diyanet İşleri Türk İslam Birliğinin (DİTİB) diyalog sorumlusu Bekir Alboğa, Paris Büyük Cami İmamı Celil Ebubekir, İngiltere Müslüman Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh İbrahim Mağra ve İtalya İslam Toplumu Başkan Yardımcısı Yahya Pallavicini temsil etmişler. Toplantıda Anglikan Kilisesi ve Avrupa Kiliseler Birliğiyle Hindu ve Sihlerden birer temsilci hazır bulunmuşlar.
Din adamlarının talepleri arasında şunlar da var:
Yoksullukla mücadele konusunda etkili tedbirlerin alınması.
Avrupa 2020 ekonomik stratejisinde, 10 yıl içinde halen yüzde 66 düzeyinde bulunan çalışma çağındakilerin istihdam edilme oranının yüzde 75'e yükseltilmesi
AB gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1,9'una karşılık gelen ar-ge harcamalarının yüzde 3'e çıkarılması
AB'nin ekonomik stratejisinde, yenilenebilir enerji yatırımlarının artırılmasıyla, karbondioksit salımının 1990 yılı verileri esas alındığında 2020 yılına kadar yüzde 20 düşürülmesi,
Toplam enerji ihtiyacının yüzde 20'sinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması ve enerji tüketiminde yüzde 20 tasarrufun hedeflenmesi.
Okuldan erken ayrılanların oranının yüzde 10'a indirilmesi.
Genç nesillerin en az yüzde 40'ının üniversite mezunu olması için gerekli tedbirlerin alınması.
Bizim medeniyet ve kültürümüzü ihya ve inşa ederek dünyaya sunmak için AB'ye girmemiz elbette şart değildir, hatta "girmemek ama yakından takip etmek şarttır" cümlesi doğrudur. Ama hem kendi değerlerimizi ve dinamiklerimizi hem de evrensel değerleri dışlarsak o zaman iyileşme beklemek ham hayal olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.