Bir Müderrisin Sürgün Yılları
Altmış yıllık arkadaşım, Konya İlahiyat'tan emekli Prof. Dr. Ali Osman Koçkuzu'nun himmeti ve gayreti sayesinde yakın tarihimize ışık tutan ve ezber bozan bir Hatırat'ın açıklamalı neşrine kavuşmuş oluyoruz. Daha önce "Çanakkale'de Bir Müderris" adıyla yayımlanan serinin birinci kitabını şimdi "Bir Müderrisin Sürgün Yılları" isimli ve yine İZ Yayıncılık'tan çıkan ikinci kitap takip ediyor. Hatıratı ve bazı önemli eserleri kaleme alan zat 1883'te doğmuş, Konyalı Abdullah Fevzi Efendi.
Tahsilini yine Konya'da açılan "Islah-ı Medaris" isimli oldukça değişik bir tahsil yuvasında yapan ve burada müderrislik payesine kadar ulaşan Abdullah Fevzi Efendi muafiyet sebebiyle mecbur olmadığı halde orduyu yakından tanımak maksadıyla askere yazılıyor, on yıl kadar süren askerliğinde, ordunun çeşitli kademelerinde (bunun içinde subay olarak din görevliliği de var) Balkanlar, Kuzeybatı İran, Kafkasya, Irak ve Çanakkale'de bulunuyor, ateş içinde kalıyor ve gerektiğinde fiilen savaşıyor.
Askerlik bittikten sonra, çok sevdiği mektebi kapandığı için (1917) mevcut şartlarda köyüne çekilip bir süre dinlenmek isterken kaza kader onu bir belanın içine sokuyor, alakası bulunmadığı halde Konya civarında vukubulan ısyana katılma/tahrik suçuyla gıyaben mahkum ediliyor ve idam edilmek üzere aranıyor; o da bu haksız/karakuşi hükümden kendini kurtarabilmek için yıllarca dağlarda dolaşıyor, uygun yerlerde saklanıyor. Bu arada Konya isyanı denilen hareketin gerçek yüzünü görüyor ve öğreniyor, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişin ıztıraplı yıllarını bir mağdur ve mazlum olarak yaşıyor, kuvve-i milliyye (onun ifadesi böyle) denilen grupların kimler olduğunu, neler yaptıklarını, devlete itaattan başka bir suçları olmayan halkın iki arada bir derede kalarak nasıl mağdur ve perişan olduklarını -mağdurlardan, zarar görenlerden biri olarak- müşahede ediyor ve o şartlarda hayret veren bir gayretle defterlere yazıyor.
Birinci kitapta o tarihlerde ülkenin ve özellikle ordunun durumunu öğrenmiştik, bu kitapta da çok önemli (o tarihte inkılab sayılacak) bir eğitim kurumunun (Islah-ı Medaris) akıbetini, Devlet-i aliyye'den Cumhuriyet'e geçişte yaşanan olayların, çekilen çilelerin gerçeğini iyi tahsil görmüş bir İslam aliminin notlarından öğreniyoruz. Aziz dost Koçkuzu'nun katkıları da yabana atılacak cinsten değil.
Ben haber verdim, alıp okumak sizlere ait, ama okuyunca "İyi ki okudum" diyeceğinizden eminim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.