Seçimlerde Erdoğan'ın gerçek rakibi Aydın Doğan mı?
Dünyadaki çeşitli ülkelerin atasözleri, sadece o ülke toplumlarının hayata farklı bakış açılarını yansıtmaz.
Yüzlerce yıllık yaşam deneyimlerinden alınan dersler özetlenir bu atasözlerinde.
Bunlardan bazılarını okurken, bizim siyasal yaşamımıza da uyarlanabilecek dersler çıkartılabileceğini düşündüm.
Örneğin hazirandaki genel seçimlerde iki ana siyasi rakibin Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu olacakları düşünülüyor.
Bir Çek atasözü var...
Şöyle:
"Bir şeyi anlamak için kulaklarına değil gözlerine güven"...
Genel seçime dönük siyasi rekabetin ana taraflarını bu Çek atasözüne dayanarak anlamaya çalışırsanız, haziranda Tayyip Erdoğan'la Kemal Kılıçdaroğlu'nun değil, Tayyip Erdoğan'la Aydın Doğan'ın yarışacaklarını kolayca görürsünüz.
Bu sadece CHP kadrolarında Doğan şirketleri mensuplarının bulunmasına bağlı değil.
Kılıçdaroğlu olayı...
Doğan Medyası'nın organları Kemal Kılıçdaroğlu'na ve CHP sözcülerine ilişkin haberleri büyütmedikleri takdirde, onlar seçmenlerine ancak meydan mitingleri ve saha çalışmaları ile ulaşabileceklerdir.
Doğan medyası sayesinde Deniz Baykal'ın bir video kaseti ile siyasi buharlaşması mümkün olmuş, Kılıçdaroğlu gerek manşetler gerekse köşe yazıları ile yıllardır beklenen karizmatik lider olarak sunulmuştur.
Bu gerçeklerin ışığında genel seçimlerin Tayyip Erdoğan ile Aydın Doğan arasında geçeceğini gözlerimizi kullanarak söyleyebiliriz.
Ama sadece kulaklarımıza dayanarak olayı anlamaya çalışırsak, Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarına takılırız.
Bu gerçeği vurgulayabilecek bir başka atasözü de Arap dünyasından.
Şöyle:
"Söylenene değil kimin söylettiğine bak"...
Bu arada yazılı basının önemini de bir Çin atasözü ile vurgulamamız mümkündür.
Şöyle:
"En soluk mürekkep bile en güçlü hafızadan daha kalıcıdır"...
Dolu kap dökülebilir
İşin iktidar partisine ve Başbakan Erdoğan'a ilişkin yansımalarına gelince...
İki seçim kazanmış ve sekiz yıldır iktidar olan bir partinin tüm reformcu ve yenilikçi icraatını da, değişimi gerçekleştirme potansiyelini de bir yeni genel seçimde askıya alıp, farklı söylemler ve görüntülerle işe sıfırdan başlarmış gibi davranmanın yanlışlığını, bir İngiliz atasözünün uyarısında bulabiliriz.
Şöyle:
"Dolu bir kap dikkatle taşınmazsa içindekiler dökülür"...
Seçim kampanyasındaki üslupla ilgili olarak da bir başka İngiliz atasözüne başvurulabilir.
Şöyle:
"En katı düşünceler en yumuşak üslupla anlatılmalıdır"...
Sade siyasetçileri değil tüm insanları uyaran çeşitli atasözleri var antolojilerde...
Bazı uyarılar
Birkaç örnek vereyim...
"Yavaş büyümekten değil, hiç büyümemekten endişe edilmelidir" - Çin atasözü
"Kendini dikenli tellerle değil dost bir çevre ile korumaya çalışmalısın"- Çek atasözü
"Önündeki yolu öğrenmek için o yolu daha önce geçenlere sorman gerekir"- Belçika atasözü
"Danışacağın kişiler senin eşitlerin olmalıdır" - Danimarka atasözü
"Birisi seni itmeden önce düşmeye çalışmamalısın" - İngiliz atasözü
"Sana verilmemiş bir sözcülüğü üstlenip başkasının ağzıyla konuşmamalısın" - Fransız atasözü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.