Günün sözü: CHP normalleşirse...
Evet günün sözü bu: "CHP normalleşirse, Türkiye normalleşir."
İmza: Muhammet Çakmak. CHP Parti Meclisi üyesi. İlahiyatçı bilim adamı.
Daha önce de Çakmak, "CHP'nin sorunu ontolojik" demişti. Yani varlık bilincinde sorun olduğunu söylemişti.
Bence, son kurultayda Kılıçdaroğlu'nun yaptığı en iyi iş, bir arama toplantısında yaptığı konuşma ile, Gürsel Tekin'in ifadesi ile "CHP'yi döven" Muhammet Çakmak'ı Parti Meclisi'ne alması olmuştur. Ama şu yukarıdaki sözü söyledikten sonra da Muhammet Çakmak hâlâ partide kalabilir mi bilinmez.
Çünkü son zamanlarda grup toplantısında Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarının bir bölümü "tekzipler"e ya da "tashihler"e tahsis ediliyor. Buradaki "tashih" kelimesinin düzeltme anlamına geldiğini belirtmeliyim.
-Asker silah bıraksın denilemez! (Ensar Öğüt'e tekzip)
-Silivri'dekilere aday göstermek gibi bir yaklaşımımız yok! (Süheyl Batum'a tekzip)
Kılıçdaroğlu, Sezgin Tanrıkulu'nun Diyarbakır'da CHP adına gündeme getirdiği "Hakikat Komisyonu" konusunda henüz bir tekzip yayınlamış değil. Hatta sanki biraz taraftarmış gibi de gözüküyor. Ama bence çok sürmez "Hakikat Komisyonu"nun hangi konuları araştıracağı sayılmaya başlandığında tornistan da başlayacaktır. Çünkü bence henüz "Hakikat Komisyonu" CHP dünyasının jetonunu düşürmüş sayılmaz. Onun için ben "Bu komisyon önce CHP içinde kurulsun, orada hangi konuların aydınlanmasının istendiği alt alta sıralansın" dedim. Biliyorum ki, orada pandomim kopacak. Şuna dokunma, buna dokunma diye diye liste sıfırlanacak. Ondan sonra da Sezgin Tanrıkulu topun ağzına konacak.
CHP şu anda, uzlaşması zor bir koalisyon niteliği taşıyor. Koalisyon çatlıyor da sonucu bir koalisyon hükümetinin çatlaması gibi ses getirmediği için üzerinde fazla durulmuyor.
Encümen-i Daniş'in adayı Süheyl Batum'la Sezgin Tanrıkulu ya da Onur Öymen bir arada duracak. Muhammet Çakmak'la Nur Serter bir arada duracak.
Kılıçdaroğlu'nun, eskilerin deyimiyle bir "müdir fikir" oluşturduğunu düşünüyor musunuz? CHP'de herkes konuşuyor, Kılıçdaroğlu'na da grup toplantısında dökülenleri toplamak düşüyor. Bir de bilinçsizce savrulmuş hakaretlerin spikerliği...
Kılıçdaroğlu'nu dinliyorum, "Onurlu bir yargıçsa..." gibi sözler söylüyor. Hayret diyorum, bu sözlerde azıcık bir bilinç kırıntısı var mı? Benzeri sözleri Başbakan için de söylüyor, Başbakan'a "Küfrediyorsun, dindar adam küfreder mi" diye yükleniyor. Belli ki, bu "dindarlıkla küfür zıtlığı"nı kafasına koymuş. Burada haklı haksız bilinç var. Ama "Onurlu bir yargıçsa..." diye başlayan hakaretin içinde zerre kadar düşünce ve bilinç yok.
Tıpkı, "Tarikatlara saygı gösterelim ama onlar da siyaset içine girmesinler" sözündeki bilinç boşluğu gibi. Ezberlerde genelde bilinç olmaz. Bu konuyu tartıştığımız NTV'deki programda, bu bilinç boşluğunu, CHP adına programa katılan Mustafa Özyürek'in konuşmasında da gördüm. CHP adına mesela "Din-devlet-toplum ilişkisindeki sancı", bunun siyasete yansıması, demokratik siyaset ve dindarlar konusunda hiç düşünülmemiş gibi bir izlenim çıkıyor ortaya...
Programdan eve dönerken Prof. Dr. Nur Vergin Hoca aradı ve "Programı seyrederken kahkahalarla güldüm. Programa ben de davet edilmiştim, iyi ki katılmamışım. Ben sizin gibi sabırlı davranamazdım" dedi.
Yani, müthiş bir savrukluk, boşluk ve ezbercilik var.
Kılıçdaroğlu, nasıl kavrar bu ülkeyi ve yaşadığımız dünyayı diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Hele böyle bir CHP bünyesinde...
Bu görünümüyle CHP, farzı muhal iktidar olsa, nasıl bir kakafoni çıkacağını tahmin etmek zor mu?
CHP'nin normalleşmesi" lazım.
Çünkü CHP ana muhalefet partisi ve CHP, bir toplumsal olguyu temsil ediyor.
CHP normalleşmeli, ama neresi? Tepesi mi, tabanı mı, sorun nerede?
Kılıçdaroğlu bir "umut" oluşturuyor, Kılıçdaroğlu ne, ona bağlanan umut ne?
Belki buna da kafa yormalı AK Parti kadroları...
Çünkü "CHP'nin normalleşmesi" diye bir sorun varsa, bu iktidarın projelerini de büyük ölçüde etkileyecek demektir.
Belki de Kılıçdaroğlu Muhammet Çakmak'tan "CHP'nin normalleşmesi ne demektir" diye bir rapor hazırlamasını istemeli.
...
Yeni Parti Meclisi üyelerinden Prof. Dr. Hurşit Güneş'in, AK Parti'nin nasıl başardığını öğrenmek üzere bu partinin içine ajan gönderdiği yansıyor gazetelere.
Ben söyleyeyim:
Toplumun kılcal damarlarına uzanmaya çalışarak.
CHP bunu yapabilir mi?
Sorun burada...
Bunun için epeyce dönüşmek lazım, bu da "CHP'nin normalleşmesi" demek belki de...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.