Liberaller desteklerse CHP'nin oy oranı yüzde 45 olur mu?
Hani Temel'e "Evleneceğin kadın güzel mi yoksa aptal mı olmalı" diye sormuşlar ve ondan "Güzellik geçicidir" cevabını almışlar ya...
AK Parti ile "Liberaller" arasındaki ilişkiler üzerinde çeşitlemeler yapanlar da, giderek Temel mantığına girmeye başladılar.
Sanki AK Parti'yi bir avuç bağımsız, özgürlükten yana özerk aydın iktidara getirdi ve iki genel seçimi de onlar kazandırdı bu partiye...
Edirne'den Kars'a uzanan alandaki milyonlarca seçmen sandığa gitmeden önce "Acaba liberaller oyumuzu nasıl kullanmamızı öneriyorlar" diye araştırma yapıyor sanki...
AK Parti'yi iktidara liberaller değil, "28 Şubat bin yıl sürecek" diye konuşanlar, yazanlar getirdi.
Tayyip Erdoğan'ı okuduğu şiirden ötürü hapse atanlar, "O muhtar bile olamaz" diyenler iktidara taşıdılar AK Parti'yi.
Kartel medyası taşıdı
Girişimci sermayeyi bile "Dinci-Laikçi" diye ayıranlar, bugün liberal olarak nitelenen gazete yazarlarını andıçlayanlar, susturanlar, Genelkurmay brifingleri uyarınca ortak manşetle çıkan sözde "Merkez" gazeteleri yani "Kartel medyası", AK Parti'yi iktidar yaptılar.
AK Parti'yi seçimde yenemeyeceklerini bilerek kapatma davası ile yok etmeyi hesaplayanlar, Genelkurmay ışıklarının aydınlığında Türkiye'yi anlayacaklarını zannedenler, "Yeni kentliler"in beklentilerini görmezden gelenler, Cumhuriyet Mitingleri ile demokrasiyi protesto edenler, interneti elektronik muhtıraların taşıma aracı olarak görenler seçmeni yönlendirdiler.
Ama aptallık gerçekten kalıcıdır.
Asıl sorulması gereken soru "Kemalistler CHP'yi neden yüzde 20'lerin üzerindeki oy oranına taşıyamıyorlar" şeklindeyken "Liberaller AK Parti'yi bırakırlarsa seçim sonucu değişir mi" sorunsalına takılmak, neyin kalıcı olduğunun kanıtı değil midir?
Yeniden doğuş mu?
Deniz Baykal'ı hedef alan ayıplı video kasetini kimin hazırladığını bulmaya çalışmak yerine Kemal Kılıçdaroğlu'nu "Yeniden Doğuş"un işareti olarak görenler, acaba CHP'nin Kıbrıs sorununa, Kürt meselesine veya laikliğin yorumuna ilişkin yeni politikalarının ne olduğunu merak ediyorlar mı?
Eğer AK Parti iktidarı özel yaşamlara müdahaleyi bir devlet politikasına dönüştürmenin işaretlerini verirse, bunu sade liberaller değil aklı başında ve dünyalı her insan eleştirir.
24 yaşındaki bir insana içki yasağını polis zoruyla uygulamayı, hangi aklı başında kişi onaylar ki?
Bunun bir başka uygulanma biçimi de yetişkin bir kadının başörtüsüne bakarak onun eğitim hakkını polis zoruyla engellemek değil midir?
Yeni kentlilerin Türkiye'si de İran veya Suudi Arabistan gibi değil İsveç gibi, İngiltere gibi bir uygarlık modelini benimsiyor.
Bu sadece "Liberaller"in sorunu mu sanki?
AK Parti'den beklentiler
Bu AK Parti'nin ülkeyi dünya ile rekabete, modernleşmeye, sanayi sonrası topluma, Bilişim Çağı'na, Avrupa Birliği'ne taşıyacağına inanarak ona oy veren muhafazakârların da sorunudur.
Bu gerçekleri en fazla Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül biliyorlar.
Öyle olmasaydı onlar hâlâ Erbakan'ın arkasında "Milli Görüş"ün kavgasını vermekte olurlar ve "Batı Kulübü" benzeri sloganlarla siyaset yaparlardı.
Ne var ki bir avuç Temel yurt ve dünya gerçeklerini anlamak yerine hâlâ "Liberaller destek vermezse AK Parti ne olur" sorusuna cevap aramakta...
Diyelim ki liberaller bundan sonra CHP'yi destekleyecekler.
Bu durumda CHP önümüzdeki haziran seçiminde oyunu yüzde 45'e çıkarabilir mi?
Acaba daha sonra da Kemalistler AK Parti'ye mi destek verirler?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.