Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?



Eskiden bir kafeye oturduğumda... Ya cam kenarına yerleşir ve gelip geçeni izleyerek kahvemi yudumlardım.
Ya da mekânın kuytu bir köşesine yerleşip gazete dergi karıştırırdım.
Bu bir süreliğine zamanın rutin akışından kopmak gibiydi.
Şimdi ben de herkes gibi oldum! Daha siparişimi bile vermeden cep telefonumla oynamaya başlıyorum.
***

Dün de öyle oldu.
Bir kafeye oturdum ve ilk iş olarak iPhone'umu açtım. Bütün kayıtlı uygulamalarda gezindim.
"Zen Bahçesi" uygulamasında durdum.
Şırıl şırıl su sesi ve ekranın bir yanından ötekine uçuşan kelebek gülümsetti beni.
Düşündüm de...
Dünyanın öteki ucundaki Şenzen'de saat akşam sekiz sularıydı. Elimdeki aygıtı üreten Çinli işçiler paydos edebilmişler miydi acaba?
Yoksa bazen 13 saati bulan mesaileri bugün de sürüyor muydu?
***

O sırada yanı başımdaki masaya üç genç oturdu.
İki oğlan hemen cep telefonlarını kavrayıp oyun oynamaya başladı. İşittiğim gerilimli müzik ve çat pat seslerinden belliydi bu. Kız ise ya mesaj ya da twitter yağdırmakla meşguldü.
Bir süre sonra birbirlerine ilgileri tümüyle söndü. Çünkü onlar için asıl keyif verici olan şey ellerindeki mini bilgisayar niteliğindeki telefonlardı.
Ya Şenzen'deki yüzbinlerce işçi ne âlemdeydi?
***

Fabrikadan çıkıp koğuşlarına dönmüşler miydi acaba?
Demir ranzalarının altındaki masada bir şeyler mi atıştırıyorlardı?
Yoksa hâlâ Foxconn' un üretim bandında çalışmaya devam mı ediyorlardı?
Kim bilir kaçı tam şu an tuvalete gitmek için izin almak üzere elini kaldırmaktaydı?
Şurası çok açıktı ki...
Çin'de iPhone üreten fabrikalarda çalışanların hayatı, iPhone'un içindeki "hayat"ın yarısı kadar bile renkli, canlı, oyuncaklı değildi.
***

Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?
Böyle bir soruyu, hemen büyük laflar ve keskin fikirlerle cevaplamaya çalışmak yerine...
Önce durup büyük resme...
Bizi birbirimize aynı anda yaklaştıran ve uzaklaştıran bağlara...
Bakmak gerek!
Mesela...
Soluk bir ampulün ışığı altında yorgun argın yatağa düşen ve uzaktaki ailelerine sadece ekran ışığı yanıp sönen oyuncak iPhone'ları hediye gönderebilen işçiler olmasaydı...
Siz bir kafede tek başınızayken bile böyle kendinizden hoşnut ve keyifli dakikalar geçirebilir miydiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi