Dokundu, yanacak
İsa Gök’ü bildiniz mi? CHP Mersin milletvekilidir. Evlidir. İki çocuk babasıdır.
Bu tür “kişisel bilgi” verileri, hep de, “parlak bir kariyere sahiptir” cümlesiyle biter.
İsa Gök de öyle.
Parlak bir kariyere sahip...
Bakalım:
Mersin’de doğuyor. Babasının ismi Mevci... Yalçın Küçük olsa, bu pek duyulmamış ismin hemen onomastiğini çıkarır, “Mev” ve “ci” hecelerinden İsa Bey’e uygun bir “köken” yakıştırırdı. Ben Türkmen yahut Yörük olduğunu tahmin ediyorum...
Bu köken merakı da nerden çıktı?
Kaç gündür Soner Yalçın okuyorum. Etkisinden kurtulamadım.
Memlekette ne kadar adam varsa, farklı bir kökenden geliyormuş. Neredeyse herkes dönme, Sabetaycı, şu bu...
Etki halesi öyle bir yer etmiş ki, ne zaman değişik ve duyulmamış bir isimle karşılaşsam, içimdeki Soner Yalçın harekete geçiyor ve hemen bir köken haritası çıkarıyor...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun tavsifiyle, “kaya gibi yazarlar” böyledir; insanı durduk yerde tuhaf meraklara sevkederler, hiç yoktan tecessüs sahibi yaparlar...
Neyse, parlak kariyere devam:
Mersin’de doğan, ilk ve orta öğrenimini Mersin’de tamamlayan İsa Gök, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne giriyor ve burayı elbette “başarıyla” bitiriyor. Bir dönem, serbest avukatlık yapıyor. Sonra, Baro Başkanlığı’na seçiliyor. Üç dönem de bu görevi yürütüyor. Tabii, başarıyla...
Kesmiyor, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne üye oluyor.
Kesmiyor, Atatürkçü Düşünce Derneği’ne üye oluyor.
Kesmiyor, TEMA Vakfı’na üye oluyor.
Kesmiyor, 23. dönem milletvekili olarak parlamentoya giriyor.
İnşallah kesmez de, CHP Genel Başkanlığını, Başbakanlığını, Cumhurbaşkanlığını, BM Genel Sekreterliğini de görürüz.
İsa Bey kararlı bir laik, ödün vermez bir Kemalist’tir.
Ses tonu etkileyicidir.
Dublaj Türkçesiyle konuşuyor, dublaj Türkçesiyle susuyor... Sözlü soru önergelerini dublaj Türkçesiyle veriyor, sataşmalarını dublaj Türkçesiyle yapıyor... Çocuğunu da “dublaj Türkçesiyle” mi seviyordur? Bilemedim...
Dublaj Türkçesiyle devirdiği çamlara da bir göz atalım:
Halkı anayasa değişikliğine karşı, “mahalle mahalle, sokak sokak direnişe” çağırmıştı.
Başbakan’a “diktatör” demişti.
Son anayasa değişikliğiyle, Anayasa Mahkemesi’nin cenazesinin kaldırıldığını söylemişti.
Rakip milletvekilleriyle bir dalaşmalarında sözü yine Anayasa Mahkemesi’ne getirmiş, cenazesi kaldırılan bu kurumun bazı üyelerinin iktidar partisinden “rüşvet aldığını” öne sürmüştü.
Hızını alamamış, parlamento çoğunluğunu, “Fethullah Gülen çetesi mensubu” olmakla suçlamıştı...
Bir vakitler, bir ses kaydı düşmüştü internet ortamına.
İsa Gök, burada, yine dublaj Türkçesiyle, Danıştay’da kulis yapıyordu. Bunun, “balık çiftliği çerçevesinde yapılan bir görüşme” olduğunu söylemişti ama SİT alanındaki bir otel inşaatıyla ilgili olduğu ortaya çıktı.
Kariyeri oldukça parlak gördüğünüz gibi...
Fakat, “parlak kariyer” ve “ün” olarak dönen “dublaj Türkçesi etkinlikleri”, İsa Gök’ün başını ağrıtacak gibi görünüyor.
Mesela, “Fethullahçı çete” yakıştırmasından dolayı, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan uyarı aldı... Eski genel başkanı Deniz Baykal da “üslubun rahatsızlığına” dikkat çekmişti.
Ben halkın uyarısını merak ediyorum.
Parlamento çoğunluğunu “çeteci” ilan etmek suretiyle halkın hassasiyetlerine dokunmuş oldu. Dokundu, illa ki yanacak...
Kendisi Meclis’e girmeyi başarsa bile, partisini yakacak.
İnşallah da öyle olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.