Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Doğu-Güneydoğu adayları

Doğu-Güneydoğu adayları

Ağrı ziyaretimde, misafir edildiğim evde anlatmışlardı.

Başbakan Erdoğan'a demişler:

-Sayın Başbakan, iki dönemdir sizin hatırınıza çok da benimsemediğimiz adaylara oy veriyoruz. Lütfen üçüncü kere "hatırla" gelmeyin.

Yani, göstereceğiniz adaylar Ağrılı'nın alkışlayacağı isimler olsun.

Üniversite kampüsünün açılışında Başbakan'ı gönüllerinden koparcasına alkışladıkları halde, milletvekillerini alkışlamamış, hatta protesto etmişlerdi.

İşte yeni bir seçim dönemi geldi.

Başbakan, basına kapalı toplantıda bölge milletvekillerine, "BDP'liler gece gündüz bölgede, sokakta, sizler ne yapıyorsunuz" diye sormuş. Can güvenliği itirazına da, "Bunu aday olurken neden düşünmediniz" şerhini düşmüş.

Anlaşılan Başbakan için de milletin önüne konulacak adayların "temsiliyet" niteliği büyük önem taşıyor.

Acaba nasıl adaylar çıkacak listeler açıklandığında?

Bölgeden haberler alıyorum, "Dün DP'de olanlar, hatta Cindoruk gittiği için 'DP'de eksen kayması oldu' diyenler bugün AK Parti sıralarında... Nasıl olmuşsa liste başlarına oturulmuş" deniyor.

Zor bir dünya.

Adını nasıl koyarsanız, işte o mesele, Kürt meselesi, hâlâ Türkiye'nin en önemli meselesi ve AK Parti'ye, çözüm sürecinde gerçekten "temsiliyet gücü" olan simalar lazım. 75 Kürt milletvekiliniz var ama temsiliyet gücünüz, 20 BDP'liye ulaşmıyorsa, ortada bir sorun var demektir.

Haberlere göre BDP bu seçimde, Hak-Par'dan Bayram Bozyel'i, KADEP'ten Şerafettin Elçi'yi aday göstermeyi planlıyor. Her iki Kürt siyasetçinin BDP ile ideolojik birlikteliği bulunmadığı açık. Hesap da açık: Temsiliyeti genişletmek. DTK'daki hesap da buydu. Daha geniş bir çatı altında ama BDP'nin inisiyatifinde bir Kürt hareketi oluşturmak... Bu çerçevede, BDP tarafından "İslamcı" kökten gelen Altan Tan'ın da aday gösterileceği bildiriliyor.

Sormak isterim:

-Bu hadise AK Parti için ne anlam ifade ediyor?

Doğu-Güneydoğu'da, gönlünüzdeki kriterlere göre aday belirlemenin zor olduğunu biliyorum ama gene de en azından bazı hassasiyetlere dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum.

İsim vermeyeceğim çünkü hemen çamur deryası harekete geçiyor, ben bu siyaset işinde, insanların babasının-kardeşinin cesedi üzerine basarak bile yükselmekten çekinmeyebileceğine inandım, o yüzden isim vermeyeceğim ama Başbakan'ın basiretine güvenerek, yerel şartlarda öğütülmüş ama gerçekten birikim sahibi, gerçekten tam da Tayyip Erdoğan'ın genel çözüm çerçevesinin içini dolduracak bir dünya görüşüne sahip insanları bulup çıkaracağına inanmak istiyorum.

Evet bu 12 Haziran seçimi, Türkiye için hayati bir dönemi başlatacak. "Kürt sorunu"nun çözümü de bu süreçte hayati önem taşıyor. Özgün bir çözüm projesinin, bölgeden gelen Kürt milletvekillerinin temsiliyet gücüyle ortaya konması kaçınılmaz bir sorumluluk... Bunun için Erdoğan'ın, çok güçlü bir mutfak çalışmasına ihtiyacı olacak ve bunun hazırlığı tam da bugün gerçekleşecek.

Korkunç kampanya

Doğu-Güneydoğu deyince, şu sıralar BDP'nin yürüttüğü gerçekten korkunç bir kampanyaya da işaret etmek isterim. Bu, bölgeye tayin edilen imamları hedef gösterme uygulamasıdır.

Evet, BDP "Devlet imamının arkasında namaz kılmayın" diye bir kampanya yürütüyor.

Şu sözlere bakın:

"Devletin görevlendirdiği imamlar özel tim, korucu, kontra, JİTEM'den farklı bir amaç gütmüyor. Bunların 2011 versiyonu."

Bunları BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş söylüyor.

Resmen hedef gösterme bu.

Yarın birileri gidecek ve caminin imamına, JİTEM'ci, korucu, özel tim, kontra diye kurşunu basacak.

İmamın kendini koruyacak ne silahı var, ne topu, ne tüfeği...

Bu, resmen gözü dönmüş sokak serserilerine "Gelin kurşunu basın" çağrısı yapmak demek.

Yarın bir tek imamın kılına zarar gelirse, bu cinayetten BDP sorumlu olacak, iş bu kadar açık.

Ben, bölgede hizmet veren imamların, hangi ırktan olursa olsun, ırki aidiyetini öne çıkaracağını, camiye, kürsüye, minbere sırf bir devlet mesajı, bir siyasi çizgi taşıyacağını düşünmem.

Bilmiyorum BDP içinde aklıselim sahibi insan var mıdır varsa bu çılgın fitneciliğe son verilmesi için harekete geçmelidir.

Rüzgar eken fırtına biçer denilmiştir.

Türkiye, bugüne kadar yönetimlerin ektiği fırtınalarla boğuşuyor.

Bölge siyaseti adına fırtına ektiğinizde daha iyi sonuçlar almazsınız.

Herkese yazık olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi