Git yat Latif abi Allah aşkına
Böyle biri vardı, değil mi? Nazım’ın şiirlerini severdi, şarabın tadından başka her şeyini bilirdi, Che’ye hayrandı...
Baykal’ın da Cumhurbaşkanı adayıydı...
İyi bir adamdı...
Bu “iyi adam”, kurucu üyesi olduğu AK Parti’den iki dönem milletvekili seçildi, bakanlık yaptı, Başbakan yardımcılığına yükseldi.
İkinci dönemini tamamlayamadan partisinden ayrıldı.
Pardon, önce fikren ayrıldı, sonra da cismen...
Fikren ayrı düştüğü dönemlerde, “iyi adamlığa” yakışmayan bazı tuhaf işler yaptı.
Mesela, Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın açtığı kapatma davası hakkında hiç konuşmadı. Soranlara, “Konu yargıda olduğu için konuşmam doğru olmaz” mealinde cevaplar verdi. Oysa, kurucu üye sıfatıyla, Yalçınkaya’nın suçlamaları kendisini de ilgilendiriyordu.
İlkeli davrandı, sustu...
Fakat ilke de bir yere
kadar...
Kendisini de bağlayan suçlamalar karşısında sessiz kalan Latif abi, ne zaman ki dalgalar halinde “Ergenekon tutuklamaları” başladı, ilkeyi milkeyi bir kenara atıp, hemen eleştirel bir pozisyon aldı...
Bir şey daha yaptı:
Fikri ayrılığın “cismi ayrılığa” dönüşmesini beklemeden, “oluşum” arayışlarına girişti. İstifa ettikten sonra böyle bir sürece girmesi gerektiğini düşünmedi ve çok ayıp etti.
Daha da kötüsünü yaptı:
Partiden ayrılış gerekçesini hükümetin başarısızlığına, hükümetin başarısızlığını da “yolsuzluk üreten yapıya” bağladı. Kendisinin de o yapının bir parçası olduğunu unuttu. “Neden bakanlık yaptığınız dönemde bu eleştirileri dile getirmediniz?” sorusunu ise, yine ilkeli bir suskunlukla geçiştirdi.
Hayırlı haberi dün aldık...
Sivas’tan bağımsız milletvekili adayı olan Abdüllatif Şener’in genel başkanlığını yaptığı Türkiye Partisi, 12 Haziran seçimlerinde CHP ile MHP’yi destekleme kararı almış.
Şaşırmadık.
Nicedir bu iki partiyle eylem ve söylem birliği içindeydi.
Ben Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsam, hazır sağa açılmışken, Latif abi için de bir davetiye çıkarırdım. Mehmet Haberal ve Sinan Aygün’lü Ergenekon koalisyonu içinde ayrıksı dursa da, muhafazakâr yönü işe yarardı. İktisadi muhafazakârlıktan söz ediyorum... “Özelleştirmeler vatana ihanettir” diyen arkaik CHP’lileri aratmazdı.
Neyse, asıl şaşırdığım hususu yazacaktım:
Latif abi, memleketi olan Sivas’tan seçime girecek.
İnşallah kazanacak.
Partisi ise, “12 Haziran’dan sonra meydana gelecek bir siyasi kaosun sorumluluğuna ortak olmak istemediği için, antidemokratik Seçim Kanunu’nun öngördüğü barajı da dikkate alarak” bu seçime katılmayacak.
Bu sorumluluk duygusu fevkalade yüksek açıklamanın altında, Nafiz Öz imzası var.
Nafiz Öz, Türkiye Partisi Denizli Merkez İlçe Başkanı imiş...
Diyor ki Nafiz Bey, “Genel Başkanımız Abdüllatif Şener ülkemize ve milletimize hizmetlerine devam amacıyla bağımsız aday olmuştur. Biz de AKP haricinde CHP ve MHP gibi barajı aşabilecek partilere destek vereceğiz.”
İyi yaparsınız.
İstikbaldeki siyasi kaosun sorumluluğuna ortak olmak istememeniz, bir anlamda kendinizden feragat etmeniz ve “önce vatan” demeniz güzel de, insanlarda uyandırdığınız duygunun farkında mısınız?
Şimdi, “Git yat Latif abi Allah aşkına” desem, ayıp mı etmiş olurum?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.