Mahmut Övür üşenmemiş, bizzat Demirel eliyle CHP’ye monte edilen sağcıların listesini çıkarmış.

Bu arada “sağcılardan”, “sağcılıktan” nefret eden Ahmet Hakan Coşkun’dan şöyle protest bir “karşı bildiri” bekliyoruz.

Hep “hakikaten şahane, hakikaten mükemmel, hakikaten ikna edici” işler yapan Baykal bile bu kadarını akledememiş, teorisiyle birlikte çöküp giden merkez sağı CHP çatısı altında diriltmeye yeltenmemişti. Bunu, olmayan sosyal demokratlığı adına zül saymıştı.

Kemal Bey sağ siyasete hayat veriyor...

Hürriyet’in coşkun kalemi niçin susuyor?

Belki de, “Listeyi inceledim, Demirel’in monte ettikleri bende sağcı izlenimi bırakmıyor” der.

Dün yeni bir hakaret davasından mahkûm olan Kemal Bey için, “Her şeye rağmen, bende küfürbaz bir adam izlenimi bırakmıyor” demişti.

Mehmet Haberal da pekâla sağcı izlenimi bırakmıyordur.

Hangi kitabın kapağını ne zaman kaldırdığını merak ettiğimiz Sinan Aygün külliyatı yalayıp yutmuştur.

Bülent Kuşoğlu ve Turhan Tayan mevcudiyetlerini
Marks’a borçludur.

Ordunun “darbe yapanını ve kâğıttan kaplan olmayanını” seven Süheyl Batum “Troçkist” barikatlardan geliyordur.

Mümkündür...

Bu cümleden olarak, “Demirel’den neşet eden sağcılar iyidir, Demirel’den neşet etmeyen sağcılar kötüdür” yargısına varabiliriz. Ki, Ahmet Hakan Coşkun gibiler için en uygun tevil yolu bu...

Mahmut Övür, CHP içindeki sağcıların şeceresini de çıkarmış.

Hepsi de, “merkez sağ barikatlardan” gelen ve Demirel’siz adım atmayacak isimler. Tam 16 kişi... 4 kişi daha bulunabilse, Meclis’te “grup” kuracak çoğunluğa ulaşıyorlar.

Peki, ne arıyor bu adamlar CHP’de?

Mahmut Övür iyi niyetli bir arkadaşımız olduğu için, bu “montaj” çabasını, “AK Parti karşısında güçlü bir muhalefet oluşturmak arzusu” ile açıklıyor.

Kısmen öyledir de, bu transferler, bana, bir başka projeksiyonun, bir başka “salim aklın” ürünüymüş gibi geliyor.

Eski DYP Genel Sekreteri Tevfik Diker’e göre, Demirel’in hesabı, Erdoğan’ı Çankaya’ya çıkartmamak.

Mümkündür...

Bir diğer hesabı da, Mehmet Ha
beral’ı Cumhurbaşkanı adayı yapmak...

Mümkün müdür?

En iyisi kendisi anlatsın: “Demirel, Başbakan Erdoğan’ın Çankaya’da önünü kesmek istiyor. Bunun için toplumda karşılığı olan bir ismi kullanacak. Bu isim Haberal’dan başkası olamaz. CHP, Haberal’ı Cumhurbaşkanı adayı göstermezse Demirel’in ikinci planı devreye girecek ve CHP ile MHP’deki ‘Demirelciler’ partilerinden istifa ederek bir yeni grup kuracaklar. Bu grubun Cumhurbaşkanı adayı Haberal olacak... Anayasaya göre, Cumhurbaşkanlığı seçimine girebilmek için en az 20 milletvekilinin aday göstermesi gerekiyor. Haberal Çankaya’ya çıkarsa Erdoğan’ın elinden AK Parti gidecek ve karizması çizilmiş olacak. Daha sonra AK Parti’yi parçalamak kolaylaşacakmış!”

Demirel bu türden hesapların içine girer mi?

Demirel’in bundan başka hesabı mı var ki?

Fakat, Tevfik Diker’in ilave etmeyi unuttuğu bir husus var:

Demirel’in CHP’ye monte ettiği isimler grup kuracak çoğunluğa ulaştıktan ve Haberal’ı Çankaya’ya yolladıktan sonra, teorisiyle birlikte çöküp giden merkez sağın “yeniden inşası” işine de girişecekler.

Sonuç mu?

Bu ülkede “mühendis cetveli” değmiş hiçbir siyasi oluşum başarılı olamamıştır.

Üzülerek söylüyorum ki, bu oluşum da başarılı olamayacak, sosyal demokrat bünyede tahribat yaratmakla kalacaktır.

Peki, başlıktaki “M tipi püskevit” ifadesiyle bu konunun ne alakası var?

Hiçbir alakası yok.

Maksat hoşluk olsun, güzellik olsun, letafet olsun...