New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg Karsan’ın taksi ihalesi için önerdiği V1 modeli arabayla dalga geçmiş; “Bunların tekeri düşer iki yılda” gibisinden de saçmalamış. Neden mi saçmalamış? Çünkü önerilen taksi birçok teknik sınav ve denetimden başarıyla geçtikten sonra ihalede son üçe kalmıştı.

Asıl tekerleri ha düştü ha düşecek durumda olanlar, dünyanın ve de ABD’nin birçok kentinde hurda damgasını yiyecek, New York sokaklarını savaş alanına çeviren, Detroit’de üretilmiş taksilerdir!

Örneğin Yellow Cab (Sarı Taksi) firmasının binlerce arabasının her yanından ses gelir, amortismanları çoktan mefta olmuş, frenlerinin balataları ha yandı ha yanacak, arka koltuklarıysa pislik yuvasıdır.

Binmeden önce koltuğu kolonyalı mendille silmenizde yarar vardır...

Bunlara ses çıkarmaz zilyoner Michael Bloomberg ama Karsan’ın taksisiyle dalga geçer. Neden mi? Çünkü Musevi’dir, çünkü Türkiye-İsrail ilişkilerinin bugün vardığı noktadan rahatsızdır, onun için Karsan’a one minute demek gereğini duymuştur. Irkçılık yapıyor Bloomberg özetle. Bloomberg’e, 17. yüzyılda yaşamış, İbranice matbaayı kurmuş, Menaşe Ben İsrail’in “Yahudiler dünya meselelerine Yahudiler ve ötekiler açısından bakmayı terk ettikleri gün, rahat bir soluk alacaklar” sözlerini yazdırıp duvarına asmasını öneririm!



Prens Charles olmak zor iş be!

“Prens Charles olmak zor” diyor Baha Karagöz. “Bakkala gidip birşeyler alınca anasının resmini vermek zorunda!” Kulağa küpe, başka lafları da var Karagöz’ün:

“Ne zaman dedenin adı Berkcan olur; o zaman ben de sana çağ atlamışız arkadaş derim. “Erkekte dekolteye cüzdan deriz! Ne kadar açarsan o kadar talep görürsün! “Makyaj kadınların karıncalı görüntülerini full HD’ye dönüştürme sanatıdır.

“Öğretmenin ‘1. Murat hangi savaşta ölmüştü?’ sorusuna ‘katıldığı son savaşta’ yanıtını veren öğrenci ayakta alkışlanır.

“İngilizce öğreniyorum: Sheep, koyun demek.

Peki ya koymayın? Don’t sheep!”

“Eğer bir kadın ağlıyorsa yanına yaklaş, saçlarını okşa, gözlerine bak, kulağına eğil ve ‘Mango’da indirim varmış!’ de yeter.

“Esmer hanımefendiler. Saçlarınızı sarıya boyattığınızda Marilyn Monroe’ya benzemiyorsunuz.

Trabzonspor’lu Yattara’ya benziyorsunuz. Benden söylemesi.”

“Ben bardak kırsam sakarım. Annem kırsa nazar, babam kırsa ‘o bardağın orda ne işi var be!”

“Türkiye değişiyor.

Eskiden martılara simit atardık. Şimdi simitsaraylara martı fırlatıyoruz!”

“Kavgada eşinizin susmasını beklemek, ineğe çilek yedirip çilekli süt vermesini beklemeye benzer!”
İNGİLİZCE KONUŞMAK İÇİN KURSA GİTMEK ŞART DEĞİL? TIKLAYI