Seçimde alınacak olan sonuç kasetlerden daha önemlidir
İçerikleri de, kendileri de, yayınlanmaları da ayıplı olan kasetlerin siyasi tabloya ne tür bir etki yaptıklarını kesin olarak seçim sonuçları belli olduğunda göreceğiz.
Şu anda iki varsayımdan söz ediliyor.
Birincisine göre kasetler MHP'yi güçlendirdi.
Çünkü seçmenin gözünde MHP bir komploya hedef olmuş "Mağdur" ve "Mazlum" bir parti.
Birileri bu partiyi seçimde barajın altına düşürmek için kaset darbesini planladılar. Seçmen bu komploya karşı MHP'ye desteğini artırarak cevap verme eğiliminde.
İkinci varsayıma göre de kasetler MHP'yi kendi seçmeninin gözünde itibarsızlaştırdı.
Milli ve manevi değerleri vurgulamasıyla bilinen MHP'nin üst yönetim kadrosu üyelerinin bu değerlerin tam tersi bir özel yaşama sahip olduklarının açığa çıkması, seçmeni kızdırmış olabilir.
Birbirlerinin tam zıddı olan bu iki varsayımın arasında kalmış olmak tabii ki siyaset mesleğinde düşülebilecek en zor durumlardan birini oluşturuyor.
Empati yapmak zordur
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli işte bu zor durumun tam merkezinde.
Aktif siyasetin dışında olanların kendilerini Bahçeli'nin yerine koyup "Ben olsaydım şöyle yapardım" diyerek empati denemeleri yapmaları çok fazla bir anlam taşımıyor.
Ayrıca bilinen bir başka gerçek daha var.
Ayıplı kasetlerin asıl hedef aldıkları kişinin Devlet Bahçeli'nin kendisi olduğu da apaçık bir gerçek.
Hatta bazı komplo teorilerine göre "Kaset darbeleri"nin ilk hedef aldığı lider Deniz Baykal'dı ve bu hedefe ulaşılarak CHP'nin yeniden şekillendirilmesi operasyonu Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkan olması ile tamamlandı.
Deniz Baykal liderliğinde "Hiç seçim kazanamayan parti" kimliğine girmiş olan CHP böylece "AK Parti'ye alternatif olabilecek bir parti" görüntüsüne candaş medyanın da yardımıyla sokuldu.
Sırada Bahçeli mi var?
Komplo teorisyenlerine göre şimdi sırada Devlet Bahçeli'den arındırılmış bir MHP'nin yeniden şekillendirilmesi olabilir.
Eğer tasarlanan ve yenilenmiş MHP de seçmen kitleleri katında rağbet görürse, müstakbel bir CHP-MHP koalisyonu ile AK Parti'nin rakipsizliği ve alternatifsizliği sona erdirilebilir.
Eğer kendinizi bu komplo teorilerine fazlaca kaptırır ve bunları gerçek olarak kabul ederseniz, kaset darbelerinin nihai hedefinin AK Parti olduğunu da düşünmeye başlayabilirsiniz.
Ancak şunu da söyleyelim.
Bütün bu çeşitlemelerin varsaydıkları sonuçları bekleyecek pek vakit yok önümüzde.
Neticede 12 Haziran genel seçimlerine 2-3 hafta kaldı.
Türkiye'de siyasetin geleceğini kısa vadede kaset darbecileri değil seçmenler belirleyecek.
Bu seçimlere uzanan son dönemdeki tüm anketler de AK Parti'yi iktidarın tek adayı olarak göstermekte.
Seçim sonucu önemli
Bu gerçeğin ışığında şunu söyleyebiliriz.
Seçim sonuçları CHP'nin de MHP'nin de geleceğinde kasetlerden daha fazla etkili olacaktır.
Kılıçdaroğlu'nun da Bahçeli'nin de siyasi gelecekleri seçim sonuçlarına endeksli olacağı için, son haftalardaki söylemlerinin sertleşmesi kaçınılmazdır.
Yani nihai değerlendirmede kasetler teferruattır; aslolan seçimde alınacak olan sonuçlardır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.