Aynı şeyi farklı söylemek bir dil meselesi midir?
Farklı kişilerin birbirlerini hedef alan söylemleri iki açıdan değerlendirilmelidir.
Birincisinde bu kişiler aynı kelimeleri kullanırlar ama bu kelimeler kişiye göre değişen farklı anlamlar taşır.
Örneğin bir Yunanlı "Ege"den söz ettiği zaman bu ağırlıklı olarak "Ege Adaları" demektir.
Bir Türk ise "Ege" dediği zaman genellikle "Ege Denizi"nden söz etmektedir.
Bir Türk milliyetçisi için "Kürt sorunu" Türkiye'nin bütünlüğünü tehdit eden çözümsüzlükleri ifade eder.
Bir Kürt milliyetçisi içinse "Kürt sorunu" söylemi aynı etnik kökene sahip insanların yıllardır karşılaştıkları engelleri ve içinde bulundukları zor durumu anlatır.
Coğrafyalara, inançlara, milliyetlere ve devletlere ve tabii kişiliklere dönük böyle farklı anlamalar var.
Namus denilince...
Bazıları için "Namus" kişinin doğru davranması, yalan söylememesi, evrensel ahlak kurallarını gözetmesi, adam gibi adam olması anlamına gelir.
Bazıları da namusu sadece bel altı kadın- erkek ilişkilerinde arar.
Bir de aynı gruba mensup farklı dillerin aynı kelimeyi farklı anlamda kullanmaları meselesi var.
Dünyada Türkçe konuşan insanların toplam sayısının 180 milyon dolayında bulunduğu bilinir. Ancak bu Türkçelerin hepsi aynı lehçeden değildir. Örneğin bizim Anadolu'da konuştuğumuz Türkçe de, Azeri Türkçesi de, Türkmence ve Gagavuz Türkçesi gibi "Oğuz" dil grubundandır. Buna karşı mesela Kazaklarla Tatarların Türkçeleri "Kıpçak" dil grubunda, Özbeklerin, Uygurların Türkçeleri ise "Karluk" dil grubundadır.
Farklı anlamlar
Erciyes Üniversitesi'nden Doç. Dr. Suzan Tokatlı "Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi"nde (2004/1) yayınlanan makalesinde Türkçe ile Azeri Türkçesindeki eşsesli ve farklı anlamlı bazı kelimeleri örneklemişti...
Bunları yeniden hatırlatayım:
Aşçı- Bizde "yemek pişiren" kişi, Azericede ise "ham deriyi işleyen" usta anlamına gelir.
Sümük- Bizde "burundan gelen salgı", Azericede ise "kemik" anlamına gelir. Mesela Azeri dilinde "sümüklü et" pirzola demektir.
Alışmak- Bizde tekrarlandığı için bir şeyi yadırgamamaktır. Azeri Türkçesinde ise kızmak, öfkelenmektir alışmak.
Bayır- Bizde "küçük yokuş", Azericede ise "dışarısı" demektir.
Söylemler aynı ama...
Danışmak- Bizde "fikir sormak", Azericede ise "konuşmak" için kullanılır.
Erik- Bizde "erik" adı verilen meyve, Azericede "kayısı"yı ifade eder.
Kalça- Bizde vücudun bir bölümü, Azericede ise "erkek manda yavrusu" dur.
Pinti- Bizde "cimri", Azericede "pasaklı" demektir.
Subay- Bizde "rütbeli asker", Azericede ise "bekâr" anlamına gelir.
"Dil" böyle bir şey...
Russell'a ya da Chomsky'e kadar uzanıp, dilin derinliklerine inecek kadar yerimiz yok.
Ancak şunu yapabiliriz.
Seçim kampanyalarında konuşan parti liderleri özde aynı şeyi söylemiyorlar mı?
- Bize oy verirseniz kavga bitecek, daha özgür bir düzen kurulacak, hem istikrarı koruyacağız, hem de gelişmeyi sürdüreceğiz.
Ancak bu aynı şeyleri öylesine farklı kelimeleri ve üslupları kullanarak söylüyorlar ki, "Bu kavganın sonu nereye kadar gidecek" diye endişelenmeye başlıyorsunuz.
Acaba "İktidar olmak istiyorum"un Gagavuzcası nasıl söylenir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.