Seçim sonrasında da "Yeni CHP" çizgisi sürecek mi?
Önemli kişilerin yaptıkları konuşmalardaki ya da devlet adına yapılan açıklamalardaki kelimelerin hangi anlamı ve maksadı ifade ettiklerini anlamak için yapılan yorumsal çalışmaya İngilizcede "Wording" denilir.
Dilimizde "Anlam tahlili" şeklinde ifade edebileceğimiz "Wording" diplomatlar ve siyasi yorumcular için ihmal edilmemesi gereken bir yöntemdir.
Bu tür konuşmaların ve açıklamaların içindeki kelimelerin gerçek anlamlarını anlayabildiğiniz zaman savaşın mı yoksa barışın mı tercih edildiğini veya krizin mi yoksa istikrarın mı geleceğini anlayabilirsiniz.
12 Haziran genel seçimleri öncesindeki son haftada kamuoyu oluşturan odaklar, meydanlardaki kalabalıkların karşılaştırılmasını veya liderlerin birbirleri hakkında söyledikleri kırıcı sözleri listelemeyi, bu liderlerin konuşmalarının gerçek anlamını tahlil etme çabasına yeğ tutmaktalar.
Bu konuda bir istisna var galiba.
Mahçupyan'ın tahlili
Etyen Mahçupyan dün Zaman'daki yazısında Erdoğan ve Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır'daki konuşmalarının üsluplarını tahlil ederken, seçim sonrasında "Kürt Realitesi"ne ilişkin nelerin olacağını anlamaya çalışıyordu.
Mahçupyan'ın yazısından sonuç bölümünü alıntılamalıyım:
"- İki parti arasındaki yapısal farklılığın bu mitinglere yansımaması zaten zordu. CHP'nin sırtında on yılların ideolojik yükü var. 'Yeni' CHP diyerek bu yükü bir anda üstünüzden atmak mümkün değil. Parti örgütünün ve seçmeninin en az üçte biri katı bir Kemalizm'i ve Türk milliyetçiliğini sürdürüyor. 'Yeni' CHP sadece olumlu bir olasılık... Şu an için 'hakiki' değil...
- AKP ise yaptıkları ve yapamadıkları ile samimiyet testinden geçmiş durumda ve açıkça söylemek gerekirse Kürt meselesinin çözümü açısından tek anlamlı siyasî aktör konumunda. Kürtlerin özgürlük ve eşitlik hakları, en azından bir on yıl daha, BDP'nin olmadığı bir dünyada çözülebilir, ama AKP'nin olmadığı bir dünyada çözülemez."
Geçmişiyle yüzleşmek
Mahçupyan'ın, Diyarbakır'da Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşmaya dayalı öngörüsü şöyle: "- Kılıçdaroğlu'nun 'geçmişimizle yüzleşeceğiz' söylemi, her ne kadar altı doldurulmamış olsa da önemsenmeli. Bu sadece Kürtlerin ne yaşadıklarıyla ve devletin tutumu ile ilgili bir tavır değil. Aynı zamanda Kılıçdaroğlu'nun seçim sonrasında parti içinde yaşanacak ideolojik kavgada nasıl bir tavır alacağının da göstergesi. Çünkü söz konusu yüzleşmenin nerelere gidebileceğini ve bizzat CHP'nin hamurunda yer alan otoriter rejim yandaşlığını gündeme getireceğini herkes tahmin edebiliyor."
Etyen Mahçupyan seçim sonrasında AK Parti'nin ne yapmayı tasarladığını da Erdoğan'ın konuşmasını tahlil ederek anlamaya çalışmış:
Yeni anayasaya doğru
"- Erdoğan Anayasa konusunda ise şu ana kadar en açık ifadeleri kullanarak hükümetin davranış kalıbını ortaya koydu: '12 Haziran'dan sonra yeni, özgürlükçü, sivil, demokratik, katılımcı anayasayı uzlaşmayla, ittifakla yapacağız. Diyarbakırlının da İstanbullunun da -benim anayasam- diyebileceği bir anayasayı birlikte yazacak, birlikte kabul edeceğiz.' Bu ifade Erdoğan'ın daha önce yapmış olduğu beyanlarla da uyumlu. Görünen o ki AKP anayasayı Meclis'te diğer partilerle birlikte oluşturmayı, metni süreç içinde sivil toplumla yoğun ilişki içinde geliştirmeyi, kamuoyunda tartışma olanaklarını sonuna kadar kullanmayı ve nihayette de referandumla sonuçlandırmayı planlıyor."
Seçim sonrasında ne olur?
Evet... Gerek Erdoğan'ın gerekse Kılıçdaroğlu'nun birbirlerini hedef alan kırıcı sözleri, neticede iki liderin kendi tabanlarına dönük güç gösterileridir.
Seçim sonrasında ise partiler ve özellikle CHP kendi içine dönük hesaplaşmalara girecek. Eğer Kılıçdaroğlu'nun "Yeni CHP" bağlamında seslendirdiği, CHP'nin de geçmişiyle yüzleşmesini öngören ve gerek Kürtlere gerekse demokrasiye dönük özgürlükçü söylemlerini "Eski CHP" seçmenleri de kabul etmişse, AK Parti ve CHP ortak bir zeminde yeni Anayasa yapımı sürecini başlatabilecekler.
Dileriz bu böyle olur.
Dileriz iki büyük parti "Yeni Türkiye" için özgürlükler ve demokrasi zemininde buluşurlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.