Galiba olmayacak
İki gün önce, fikrimi değiştirdiğimi, “Kılıçdaroğlu’nu değişim eşiğinde tutabilirsek, bu işin olacağını” söylemiştim.
Hangi iş?
Gülmeyecekseniz söyleyeyim:
CHP’yi sola çekme işi.
Fikrimi bir kez daha değiştiriyorum:
Galiba bu iş olmayacak.
Dün akşam, televizyon kanalları arasında küçük bir gezinti yaptım. Baktım, bütün haber ve tartışma programlarında “CHP’nin durumu” konuşuluyor...
Seçim süreci boyunca da CHP konuşulmuştu...
Ben de, seçim sathı mailinde, neredeyse katıldığım bütün televizyon programlarında CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu konuşmuş, Kılıçdaroğlu’nun yapıp ettiklerini değerlendirmiş, kendimce “CHP niçin sol bir parti olamıyor?” sorusunun cevabını aramıştım.
Bunları konuştuğum için de, CHP militanlarının ağır eleştirilerine ve hatta küfürlerine maruz kalmıştım...
Mesela, “Senin başka işin yok mu?” diyorlardı... “Neden aynı iştiyakla diğer partileri mevzu yapmıyorsun?” diyorlardı... “Başına CHP kadar taş düşsün” diyorlardı... “Sen şimdi konuş. İktidara geldiğimizde bütün bunların hesabını Yüce Divan’da vereceksin” diyorlardı...
Neler neler...
Dün, “dışlanmış” CHP’lilerden Berhan Şimşek’in yaptığı konuşmayı izledim.
Üzüldüm. Ama daha çok güldüm.
Diyorum ya, “bu süreçte çok güleceğiz” diye...
Şimşek, Kılıçdaroğlu’nu “Kemalizm’den sapmakla” suçluyor.
Mustafa Kemal’in partisi nasıl bu hallere düşürülürmüş...
Kılıçdaroğlu ve yandaşları Mustafa Kemal’e karşı açık bir ihanet içindeymişler...
Bu Kemalizm eksikliğiyle CHP daha ne kadar yol alabilirmiş...
Estek köstek...
Kılıçdaroğlu’nu savunmak bana düşmez ama Berhan Şimşek’in, Mustafa Kemal’in partisi olan CHP’nin daha önce (Kılıçdaroğlu öncesinde) hangi durumda olduğunu açıklaması gerekiyor.
İyi bir durumda mıydı?
Kılıçdaroğlu öncesi CHP’sinin durumuna bakıyoruz ve hiç de iyi bir manzarayla karşılaşmıyoruz; “Mustafa Kemal’in partisi” iddiasını sürdürenlerin (Berhan Şimşek de bunlardan biridir), partiyi getirdiği en ileri nokta, marjinal partilerle yarışan yüzde 20’lik CHP...
Kılıçdaroğlu, medya desteğiyle de olsa, hiç değilse bu rakamı biraz yukarılara çekmiş...
Daha ne?
Bana sorarsanız, Şimşek’in “Kılıçdaroğlu CHP’yi Mustafa Kemal’in partisi olmaktan uzaklaştırmıştır” iddiası da temelsiz.
Evet, yeni CHP, “laiklik”, “cumhuriyetin değerleri”, “çağdaşlık” gibi, klasik ve anakronik CHP politikalarına abanmadı, günübirlik ve popülist söylemlere yöneldi, halka kolay gelecek bir eyyam üslubunu benimsedi ama kurumsal CHP’yi var eden “statüko çizgisinden” de bir türlü kopamadı.
Söylem olarak kendini yeniledi ama icraat olarak “eski”de kaldı.
Mesela?
Mesela, militarizmlerin hiç sorun yapılmaması...
Darbe soruşturmalarının “itibarsızlaştırılmaya” çalışılması...
Ergenekon sanıklarının parlamentoya taşınması...
Özgürlükler alanını genişletecek anayasa değişikliğine kuşkuyla bakılması, hatta bu sürecin engellenmesi...
Hülasa, Kılıçdaroğlu döneminde de CHP, eski hastalıklarından kurtulamadı.
Kurtulamaz da...
Çünkü genetik bir problemle karşı karşıyayız.
İlk kez Can Ataklı’ya katılıyorum... Bu CHP müzeye kaldırılmalı.
Doğru dürüst bir “sol muhalefetin” oluşması, bu CHP’nin aradan çekilmesine bağlı çünkü...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.