Asparagas sıktı
Her sene aynı senaryo... Biz, bu tiyatroyu seyrede seyrede, her türlü haberleri kanıksamaya başladık.
Milli Takım Avrupa Şampiyonası’na hazırlanadursun, transfer haberleri tüm gazetelerin manşetlerine taşınıyor. Fener’e bakıyorum; geleceğin Patrick Vieira’sı olacak Fofana’yı transfer etmek istiyor. Eğer gerçekleşirse, bu genç futbolcunun uzun yıllar Fener’e büyük yarar sağlayacağı inancını taşıyorum. Shevchenko’nun Chelsea’deki bileti kesilmiş. Milan’a döner diye beklenirken -Berlusconi’nin istemesine rağmen- Kaka ve Maldini, tavır koyarak istememişler. İbre, Fener’e döndü deniyor. Bunun yanı sıra CSKA’da oynayan Vagner Love’u çok beğeniyorum. Fenerbahçe’ye bir hücumcu alınacaksa, ‘bu futbolcu alınsın’ derim.
Kezman, gidecek mi, kalacak mı belli değil. Zico, bir haftalık opsiyonla beklentiye alınmış. Hep varsayımlı senaryolar üst üste yazılıp çiziliyor. Bu teknik adamların transferi neden bu kadar gecikir bir türlü anlamış değilim. Başarılı ise ve de beğeniyorsa yönetim, bu işi sürüncemeye bırakmanın ne anlamı var. Bir an evvel anlaşmayı yapar, imzayı attırırsın; hem yönetim rahat eder, hem de mevcut futbolcular. Yönetim kaleci Serdar’ı gözden çıkarmış. Şu anda bir tek Volkan var. Yabancı bir kaleci transferi düşünülüyor; adı geçen de Milan’ın yaşı-başı geçmiş kalecisi Dida. Kadrosunda bu kadar yabancı bulunduran Fenerbahçe... Adı geçen yabancıları alt alta topluyorum, abartısız bir 11 yaparsın. Bu haberleri duyunca, inanın kafam karışıyor. Hangi birini Fenerbahçe transfer eder. Kısacası bu kadar asparagas haberlerden sıkıldım.
Ama herhalde Aziz Yıldırım’ın kafasında bir şablon oluşmuştur. Bu kadar sessiz kaldığına göre, bir şeytani düşüncesi vardır. Bir de geçmişte verdiği söz vardı; ‘Dünya çapında bir golcüyü mutlaka alacağız’ diye.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.