Atatürk sana çok kızdı
Bizim tosun seçimin hemen ertesi günü yüz seksen derece döndü... Acaba kaseti zamanaşımına mı uğradı, yoksa Bedrettin Dalan gibi "yurda dönmek için tutuklanmama garantisi" mi istiyor?
Vermezler, boşuna umutlanmasın. Hele bir gelsin, iki kat iç çamaşırı, iki paket sigarası benden.
Pardon, GString mi olacaktı, fırfırlı mı, fistolu mu?
Neyse, konumuz tosun değil. Bir başka toraman. Bu daha kart.
Seçim sonuçlarının açıklandığı pazar akşamı, daha ilk saatlerde "yüzü düşmüş", rengi morarmış.
Geçen seçimde de moraranlar vardı, seçimden önce "aramızda moraranlar olacak" yazıp da sonra "moraran biz olduk" diyenler...
Ne bekliyormuş, CHP'nin iktidara gelmesini mi? Gürsel Tekin'in bol keseden sıktığı palavralara bir tek o mu inanmış, bu kadar mı safmış?
Ne bileyim, birşeyler bekliyormuş işte... Belki de tosunun da istediği gibi Doğu Perinçek'in meclise girmesini...
Sahi ya, bu arkadaşların listesi vardı... Oylarını "temerküz ettirip" birilerini meclise sokacaklardı... Hatta bir komünist sinemacı, beğenmedikleri kişilerin canlarının yakılması için "MİT'in devreye girip daha çok çalışmasını" bile istemişti...
Bu kez sözünü ettiğim arkadaş tiyatrocu. (Efendim? Hayır, o değil. Bu daha yaşlı.)
Yazar olmadığı halde yazı yazanlardan.
Böylesi basında çoktur. "Esas olarak" mesaisi televizyonda komiklik yapmak.
Televizyonda yapınca keyiflidir de, gazetede yapınca sırıtır.
Arkadaş, Ergenekon örgütüne üye olmak ve darbe planlamak suçlamasıyla üç buçuk yıldır tutuklu bulunan bir adamın gazetesinde yazıyor.
Tuhaftır, "esbak" Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman, genel başkanı başbakan olan bir parti hakkında kapatma davası açmayı düşünmüştür de, genel başkanı tutuklu bulunan bir parti hakkında dava açmayı düşünmemiştir.
Belki de merhum İlhan Selçuk'tan bu yönde bir ilham gelmediği için...
Bu tiyatrocu arkadaşın duvarında Atatürk resmi asılıymış.
İçinizde hanginizin evinin duvarında Atatürk resmi vardır? Arkadaş yazılarını bir devlet dairesinde yazıyor olmalı.
Seçim sonuçlarından dolayı o kadar utanmış ki, kafasını kaldırıp duvardaki Atatürk'ün yüzüne bakamıyormuş!
Nedenmiş o? Vallahi başta Yunanistan'da ve Rusya'da olmak üzere hemen bütün ortodoks evlerinde Meryem Ana ikonası da var, Hazret-i İsa ikonası da, onlar her türlü günahı işleyip sonra da bakıyorlar.
Bizimki bakamıyor.
En iyisi, Nutuk'a el basıp suçsuz olduğuna yemin etsin, belki Atatürk inanır.
Ya da Anıtkabir'e gidip yedi kere çevresinde dönsün.
Çünkü öbür türlü Atatürk çok kızmış, çok...
Yeniden Samsun'a çıkıp oradan Ankara'ya gider ve sekiz yıl sonra da İstanbul'a gelirse, arkadaşın kulağını çekecek.
Atatürk buna niçin kızmış durduk yerde?
"Çocuk... Becerip de CHP'yi iktidara getiremediniz" diye mi?
Yoksa "gidip de Yorgo'yu kurtaramadınız, rahaaat bir nefes alamadılar" diye mi?
Ama ben Atatürk'ün yerinde duvarda olsam, dile gelip "oğlum, ben Maocu da değilim, darbeci de değilim" derdim vallahi...
Sakın "karanlık işlerinize beni alet etmeyin" diye kızmış olmasın?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.