Davalının akılsızı derdini mübaşire anlatır...
Eski Yeniköy'de İskele'ye yakın görkemli bir yalı vardı.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişte servetini koruyabilen bir ailenin yalısıydı bu.
Ailenin babası ölünce tüm varlığı ve o yalı, aklı biraz kıt olan oğluna miras kalmıştı.
Yaşı 40'ları aşmış bu mirasyedi, garip davranışlarıyla Yeniköylülerin alay konusuydu.
Bu mirasyediye bir bahar günü İstinye'nin kıyısından denize derin derin bakarken rastladım...
Sordum,
- Bir şey mi düşürdünüz denize, ne arıyorsunuz?
Denize eğik başını kaldırmadan cevap verdi:
- Aile yadigârı kıymetli yüzüğümü denize düşürdüm. Onu belki bulurum diye bakıyorum.
Nerede düşürmüş...
Üzülmüştüm, yine sordum:
- Burada mı düşürdünüz, ne zaman düştü bu yüzük?
Yine başı denize eğik cevapladı sorumu:
- Geçen yaz, bizim yalının önünde düşürdüm yüzüğü...
Şaşırmıştım,
- Ama sizin yalınızla İstinye arasında bir kilometre mesafe var, dedim.
Sinirlendi bu sözlerime,
- Aradan geçen aylar boyunca akıntıyla İstinye'ye gelmiş olamaz mı yüzüğüm, dedi.
Yargının kararlarına karşı yemin etmeyerek TBMM'nin çalışmalarını boykot etmek ile Yeniköy'de denize düşürdüğü yüzüğü İstinye'de aramak arasında pek bir davranış farkı var mıdır?
Davalının akılsızı
Bizim Antep ağzındaki bir özdeyiş, bu gibi durumları pek güzel özetler.
Şöyledir bu özdeyiş:
- Davalının akılsızı derdini mübaşire anlatır!
Düşünün ki son genel seçimin üzerinden daha bir ay geçmedi.
Halkın siyasi partilere karşı verdiği oyların oranları da hatırlarda.
Bütün bu süreç yaşanmamış gibi kampanya sürecindeki uzlaşmasız tutumu sürdürmek ve yüksek yargının kararlarına karşı TBMM'yi boykot etmek, CHP gibi köklü bir partiyi ebedi muhalefete mahkûm eden siyasi mirasyedilerin son akıl dışı davranışı olmalı.
Çıksınlar sokağa ve kendi seçmenlerine sorsunlar.
- Demokratik siyaseti sabote etmemiz için mi bize oy verdiniz, diye sorsunlar.
Yargının kamuoyu vicdanını yaralayan kararlarını düzeltmenin yolunun bu kararlara dayanak kılınan yasaları değiştirmek olduğunu ve bunun da ancak TBMM'de yapılabileceğini bilmiyorlar mı?
Aynı çizgideler
BDP'nin TBMM'yi boykot etmesinin yanlışlığı üzerinde konuşurken, CHP'nin de aynı çizgiye düşmesi, siyasetin aklı için trajik bir gelişme değil mi?
Yargı kararları AK Parti iktidarı aleyhine olduğunda "Yargı kararlarına saygılı olun" sakızı çiğneyenlerin şimdi yargı kararlarını protesto etmek için TBMM çalışmalarını boykot etmeleri, tutarlı mıdır yani?
Acıklı bir durum bu.
Ergenekon sanıklarını milletvekili adayı yaparak oy oranlarını yüzde 30'ların üzerine çıkartmayı hesaplarken, şimdi de kendilerini TBMM çalışmalarını boykot eder buldular.
Bu da "Yeni CHP"ymiş meğer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.