Gözlerim faltaşı gibi açıldı
Uzun yolculuğun ardından yoğun havaalanı trafiği içerisinde koşuştururken önümü kesen bir tanıdık, "Kemal Kılıçdaroğlu aradığı adresi bulmuş herhalde" deyiverdi.
Dediğini hazmetmeye çalışırken bir hüküm cümlesi daha patladı: "Her işin ardında başka bir iş var diyorsun ya, bu işin ardında da Tayyip Erdoğan'ı tek adam yapma senaryosu olabilir..."
Kemal Kılıçdaroğlu'nun ağzından masumca kaçtığını sanıp "Neredeymiş Ergenekon örgütü, adresini söyleyin de gidip üye olayım" lâfı üzerinde fazlaca durmamıştım. Tanıdığımın kast ettiği bu olmalı. Sonunda yalnızca 'Ergenekon' davasını zayıflatmaya yarayacak boykot eylemine başvurması CHP'ye dışarıdan bakanlara sonunda üye olacağı aradığı adresi bulduğunu düşündürüyor demek ki...
Biliyorum, sayıları az da olsa, 'Ergenekon' ve 'Balyoz' gibi Silivri davalarını ciddiye almayanlar var. O azınlığın bir bölümü, davaların, Ak Parti karşıtlarıyla hesaplaşmaktan ibaret intikamcı bir girişim olduğunu sanıyor. Ortaya ne kadar belge, kanıt konsa, tanıklar çıkıp konuşsa da o azınlığın kanaatini değiştirmeyeceğini sanıyorum.
Akıllarına bir an bile, "Ya bunlar gerçekse, ya yapmışlarsa?" kuşkusu gelmiyor...
Oysa ciddi bir dava süreci bu ve sağlam bir zemine dayanıyor. Ciddiyetinden önceleri kuşku duyanlar bile, hiç değilse aradan geçen bunca zamanda, yargıçların tavrından, kanaatlerinin yanlış olabileceğini düşünmeliydi. Şunca mahkemenin onca yargıcı bir hiç uğruna bunca zamanını heba etmeyi göze alır mı?
Münasebetsiz bir lâf, ama hadi bir yargıç kafa kola alındı diyelim. Silivri'de görevli savcılar ve yargıçlar küçük bir ordu teşkil ediyor; her yaştan ve her kıdemden hukukçu var içlerinde... Bazı kararlar oybirliğiyle alınmadığına göre, tek bir eğilimden insanlar olduğu da söylenemez hukukçuların...
Ee, o halde?
CHP, Meclis'te yemin boykotu kararıyla, Silivri'de yürütülen yargılamayı boşa çıkartmayı hedefliyormuş... Önce milletvekili seçilen üç sanığın salıverilmesini sağlayacak, ardından da "Onlar çıkabildiğine göre diğerlerini neden hâlâ içeride tutuyorsunuz?" kampanyası açılacakmış...
Tanıdığımdan havaalanında işittiğim senaryo buydu.
Haydi hayırlı olsun bakalım...
"Tayyip Erdoğan'ı 'tek adam' haline getirme teşebbüsü ne iş ola?" soruma tanıdığım şu cevabı verdi:
"CHP sözcüleri, başta Kemal Bey olduğu halde, her şeyi Tayyip Erdoğan'dan beklemeye başladılar. Kılıçdaroğlu, 'Başbakan sorunu çözeceğine söz versin, girelim, yemin edelim' bile dedi. Mahkemelerin verdiği kararlarla Meclis'e gitmelerinin önü kesilen milletvekilleri için kararı verenleri suçlamak yerine yine hükümet ve Tayyip Erdoğan suçlanıyor. Oysa yargı, bizim sisteme göre, bağımsız... Bağımsız yargının yetki alanında olan bir konuda Tayyip Bey ne yapabilir ki? Bekledikleri, tek adam rejimlerinde olduğu gibi, Başkan Baba'nın yargıya talimat vermesi değilse?"
Doğru söze ne denir?
Uzak kaldığım birkaç günü telâfi etmek üzere biriken gazetelere göz attım. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. CHP'nin seçim-sonrasında 'boykot' ile taçlanan stratejisini 'yeni CHP' adının da mimarı olan Gürsel Tekin çizmemiş mi?
'Eski CHP' denilen Deniz Baykal döneminde asla yapılmayacak bir eylem türünün, partiyi Ak Parti gibi merkeze çekerek her kesimden oy almasını sağlama fikrinin sahibi Gürsel Tekin'in fikri olabileceğini aklım almadı.
Süheyl Batum? Olabilir... Muharrem İnce? Olabilir... Ama Gürsel Tekin?
12 Haziran'da ortaya çıkan tabloyu CHP için 'başarısızlık' olarak göstermeyi başaranlar, faturayı da Gürsel Tekin'e çıkardılar. O ise, "Yahu, arkadaşlar, oydaşlar, partimizi 1980 sonrasında aldığı en yüksek oya kavuşturmadık mı? İlk kez her kesimden oy almaya başlamadık mı? MHP'nin baraja takılma sorunu olmasaydı, 'Kızılelma' projeniz yüzünden o partiye de oy verebilecek hale getirdiğiniz yüzde 3'ten az olmayan oranda bir seçmen kitlesi bizde kalacak, oyumuz yüzde 30'a dayanacaktı" demek yerine...
Uydurmamışlarsa, Gürsel Tekin "Meclis'i boykot edelim" ile başlamış, 'yemin boykotu'na razı olmuş...
Allah akıl fikir versin...
Fena halde inandırılmış olmalı CHP'liler sandıktan birinci parti olarak çıkacaklarına...
Konuyu açtığım dostum, "Doğru" dedi kulakları hizasında konuşulanlardan hareketlerle... CHP'nin öndegelenleri seçim gününe kadar dengeleri altüst edecek bir gelişmenin yaşanacağına inanıyorlarmış... İçeride büyük bir terör eylemi ve ardından şehit cenazeleri... Veya dışarıda Ak Parti'nin cilâsını bozacak çapta bir gelişme...
İddiaya girmeleri bundanmış...
Toz duman yatışsın, öfkeyle kalkmanın CHP'ye ve Kılıçdaroğlu ile kadrosuna maliyetini öğreniriz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.