Polis ve SPK töhmet altında
Türkiye'de trajikomik olaylar art arda geliyor. Önce en büyüklerden başlayalım. Fenerbahçe hisseleri halka açık ve milyonlarca dolar tutarında. Sermaye Piyasası Kurulu, Fenerbahçe kağıtlarında işlem yapılmasını durdurmuyor ve çok ciddi bir risk alıyor. Her an oluşacak bir yeni gelişme ya da gelebilecek yeni bir haber binlerce insanın, milyonlarca dolar tutarındaki haksız kaybı ya da kazancına neden olabilir. Ve maalesef hala bu tahtaları açık tutarak ciddi bir etik yanlış içinde.
Gelelim federasyona... Onlar da hata yapıyorlar. Mesela belgeler kendilerine ulaştı ama hala ligin ne zaman başlayacağı belli değil. Önümüzdeki günlerde bir açıklama yapacaklarmış. Şayet açıklamaları ligin ertelenmesi doğrultusunda olursa kamuoyunda şöyle bir algı oluşacak. "Demek belgeler ciddi. Şike ihtimali var. Ve ligler erteleniyor."
Sevgili Aydınlar Federasyonu'nun yapması gereken ise daha belgeler gelmeden ligi ertelemekti. Ama yanlış strateji uyguladılar ve hata yaptılar.
Peki; Süper Kupa'yı niye ertelediler? Federasyona göre Beşiktaş kupayı iade etti; bu nedenle ertelediler. Peki Beşiktaş'ın kupayı iadesi sembolik bir mesajtır. Pratikte hiçbir anlamı yoktur. Kupayı iade ettiler. Ama Avrupa'da oynayacaklar. Bunun da fazla bir rasyonalitesi yok.
Gelelim Aziz Yıldırım'ın açıklamalarına... Çektiği acıya, yaşadığı sıkıntılara hak veriyoruz. Allah kimsenin başına vermesin. Ama suçlu ise de pek tabii ki cezasını çekecek ve çekmelidir de... Açıklamalarda bir husus çok dikkatimi çekti. Aziz Yıldırım diyor ki; "Bir senaryo uygulandı ve benim ipimi çektiler." Yani, bu lafı anlamaya çalıştığımızda şunu görebiliriz. Polis ve savcı belli konuşma metinlerini kurgulayıp Aziz Yıldırım'ı örgüt lideri yapıp, şike ve tehdit suçunun içine sokmuşlar. Peki; bu ülkenin polisi ve savcısı Aziz Yıldırım için niye böyle bir kurgu yapsın? Polisin ve savcının hiçbir zaman böyle işlere girmediğini bildiğimiz halde bir an olsun bunun bir komplo olduğunu düşünelim. Bu komployu yaparken sadece Aziz Yıldırım'ın ipini çekmiyorsun, aynı zamanda 20 milyon Fenerbahçeli'yi de intiharlara kadar varabilecek ciddi bir depresyona sevk ediyorsun. Eğer birileri, hele hele bir devlet kurumu Aziz Yıldırım'a komplo yapacaksa, niye Fenerbahçe'yi kullansın ki... Özel hayatından, iş ilişkilerinden bir komplo üretilip Yıldırım'ı bertaraf etmek mümkün.
IMF BAŞKANI EN CANLI ÖRNEK
Bunun canlı örneği geçtiğimiz aylarda Amerika'da yaşandı. IMF Başkanı bir otel temizlikçisi bayanın komplosuna önce kurban gitti; sonra da aklandı. Temizlikçi kadının arkasında diyelim ki çok önemli güçler olsun. Ve bu kadına bu komployu düzenletmiş olsunlar. Sonuçta kaybeden ya da kaybedecek IMF Başkanı olurdu.
Fısıltı gazetesinden kulağımıza çok enteresan şeyler geliyor. Sözüm ona Aziz Yıldırım'ın uluslararası silah ticaretinde rahatsız ettiği baronların yaptırdığı bir operasyon diyorlar. İnanmak çok güç. Çünkü hiçbir komplo, hiçbir tezgah koskoca Fenerbahçe camiasını karşısına almaya cesaret edemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.