Film gibi
ülkemizde bir gerilim ya da çatışma yaşandığında bazı kişiler biz bu filmi daha önce görmüştük derler. Ancak filmin tekrarlanmasını engelleyecek bir tavır almak yerine taraflardan birinin yanında yer alır karşı tarafı eleştiri yağmuruna tutarlar.
Filmde iki tarafın kahramanlıkları, hileleri, tutkuları anlatılır ve bu film her zaman devamı yarın denerek bitirilir. Birinci bölümde kazanan ikincide kaybeder.
Taraflardan biri demokrasiyi diğeri cumhuriyeti ve onun ilkelerini savunur. Her iki tarafın da kullanabileceği çok sayıda malzeme vardır. Herkes kendini aşan kutsalları savunmakta ve kişisel hiçbir beklentileri bulunmamaktadır. Biz ideallerimiz uğruna büyük bir mücadeleyi yürütürken arka planda gayet soğukkanlı bir biçimde projelerini gerçekleştiren bir güç ya da birbiriyle mücadele eden ama bunu bir ideal uğruna değil bir hesaba dayanarak yapanlar vardır. Biz hiçbir zaman onların düzeyine inip çıkar kavgasına girmeyiz.
Bu sürece tahterevalli siyaseti adını takmıştım ve ülkemizde ne zaman bir gerginlik yaşansa tahterevallinin iki ucunda kimlerin oturduğunu ve her birinin neyi amaçladığını çözmeye çalıştım. Yani tarafların sözlerindeki edebi düzeyle, tavırlarında gözlenen bir ideal uğruna savaşan görüntüsüyle hiç ilgilenmedim ve bunlardan etkilenmedim. Arada sırada tarafların oyunculukta gösterdikleri hüneri takdir etsem bile asıl ilgimi çeken senaryo oldu.
Son günlerde siyasetçilerin demokrasi söylemleri, bürokrasinin devleti koruma iddiası birilerine ben bu filmi görmüştüm dedirtse bile her filmin farklı bir senaryosu olduğunu, oyuncuların benzer karakterler sergilemesinin aldatıcı olduğunu düşünüyorum. Bence film aynı değil ama seyircilerin tepkilerinde hiçbir değişme ve gelişme yok.
Şu sorulara cevap arıyorum: Tahterevallinin hangi ucundaki havada kalacak, hangisi irtifa kaybedecek? Biz tahterevalliyi oynar ve seyrederken kim ne kazanacak? Kaybeden taraf hangisi ve neyi kaybediyor?
Bu filmin özelliği oynanırken çekiliyor oluşu. Yani oyuncuların, tuluat yaparak, senaristlerin yazdığını tamamen değiştirebilecek ve oyuna yeni bir anlam kazandıracak imkana sahip olması.
Bugüne kadar bu yolu hiç denemedik ve önceden yazılanları mimiklerimizle bile farklı bir boyuta taşıyamadık. Kazanan ve kaybedenin kim olduğunu bile anlayamadık çünkü filmin heyecandan sıyrılıp neyin olup bittiğini anlamaya çalışmadık.
Bir filmin benzerini defalarca seyrederseniz en trajik olaylar bile komik gelmeye başlar. Bu nedenle ülkemizde son günlerde yaşanan gerginliği derinden hissedemiyorum. İçimden bıktık artık demek geçiyor. Ne iktidarın demokrasi aşkı ne bürokrasinin rejimi koruma söylemleri en küçük bir heyecan uyandırmıyor.
İktidarın yerinde olsam yargının sözlerine hiç cevap vermem ve onlara bir çağrıda bulunurum. İkimizin de yaptığı yanlış, hangi yoldan gideceğimize değil nereye gideceğimize birlikte karar verelim derim.
Bir yere ulaştığınızda hangi yoldan gittiğinizin hiçbir önemi kalmaz. Oysa iki taraf da sadece yolu tartışıyor ve nereye varacağını, buraya kimin yönlendirdiğini anlamaya çalışmıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.