Herkes dördüncülüğe yatar
Otuz dört hafta olan lig, "eksikli olarak" kırk haftaya çıkarıldı... Bendeniz bu "Süperlig" deyimi gibi görmemişlik kokan "upgrade" çabalarına uyuz oluyorum efendim... Seyirci tarafından rakip takımla dalga geçmek için "kümeye, kümeye" sloganıyla küçümsenen bildiğimiz babadan kalma ikinci küme, "birinci lig" yapıldı... Oldu olacak bildiğimiz eski birinci ligi "Megalig" yapsınlar, ikinci küme Süper olsun, üçüncü küme de Jumbo... Görgüsüzlüğün dibi var mı?
İsterseniz birinci ligi "Giga" yapın... Mahalle arasında top koşturan çocuklar için de, bakın bakalım, Yunanca sözlükte uygun bir terim var mı?
Bizim çocukluğumuzda yaptığımız mahalle maçına, televizyon spikeri havalı olsun diye şimdilerde "street ball" diyor bu görgüsüz ülkede... Bunların nesini ciddiye alalım?
Play-off demek, ittire kaktıra altı maç daha demek. Beşinci ile sekizinci sıralar arasında "haybeden" bir play-off daha (UEFA kupası içinmiş), al sana toplam kırk altı maç.
Yani büyük kulüplerin ve maçları yayınlayacak televizyon kanalının biraz daha para kazanmaları demek. Öte yandan seyircinin de biraz daha zevklenmesi demek tabii. Öyle varsayılıyor.
Bu durumda hedef birinci olmak değil, ilk dörde girebilmek...
Çünkü dördüncü takımın da şampiyon olma ihtimali var.
O zaman kim niçin uğraşsın birinci gelmeye? Didinmeye ne gerek var, dördüncü ol yeter, sonrası Allah kerim.
Diyelim ki birinci gelen takım ligi 75 puanla bitirdi, dördüncüyle arasında 20 puan fark var, onlar da 55 puan topladılar.
Şampiyon olabilirler! O zaman niçin uğraşsınlar 20 puan daha almaya, açığı kapatmaya?
Beraberliğe yat, ara sıra yenilsen de aldırma, ilk dörde gir... Olmayan futbol kalitesi de büsbütün yerlere düşsün. Ağalar da para kazansınlar taraftarın sırtından.
Birinci bitiren takım playoff'ta kaybetsin de gene cam çerçeve kırılsın...
Düşündünüz mü bunları, bu kararı verirken?
Düşünmediniz. UEFA'dan yiyeceğiniz tokadı da düşünmediğiniz gibi.
Gündem değiştirmeye çalışıyorsunuz aklınız sıra...
Karar almaya korktunuz, bazı büyük takımları küme düşürtmeye maçanız sıkmadı.
Şimdi aklınız sıra heyecan yaratacaksınız, Aziz Yıldırım da böylece gündemden düşecek, hele bir sonbaharı bulalım gerisi Allah kerim. Türk futbolunun içine düştüğü çirkef temizlenmesin, halının altına süpürülsün yeter.
Türkiye'yi rezil edeceksiniz, adamlar bizi milli takım dahil "tümden" kovacaklar Avrupa'dan.
Aaah ah, Hasan Bey ölmeyecekti... Nur içinde yatsın. O korkak değildi, "eyyamcı" da değildi.
Kenan Evren bile daha dürüsttü, hiç utanmamış, küme düşen Ankaragücü'nü "Fener, Galatasaray ve Beşiktaş Ankara'ya gelsinler de seyredeyim" diye emirle tekrar birinci lige çıkarmıştı!
Pardon, Süperlig'e. Maxilig'e. Jumbolig'e. Giantlig'e. Ya da ne haltsa.
Bendeniz bu sene Türkiye'de maç seyretmemeye karar verdim efendim.
Zaten Barcelona-Real Madrid maçlarını gördükten sonra bizim maçlara bakmak, Erman Toroğlu'nun lumpen deyimiyle "şişme kadınla sevişmeye" benziyor.
Daha kibar olsun diye "halı sahada oynamaya" diyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.