SAKIN ve sakın skora aldanmayın. Alınan 3 puana ise hiç aldanmayın. Beşiktaş'ı Sidnei kurtardı. Uzun zamandır ben Beşiktaş'ı bu kadar oyun disiplininden uzak görmemiştim. Rakip Ankaragücü. Kadrosunu dağıtmış adeta bir Bank Asya takımı görüntüsünde. Ama ya Beşiktaş'a ne diyelim. Quaresma'nın Allah vergisi müthiş yetenekleri var. Yolda yürür gibi adam geçiyor. Ama takım oyuncusu değil. Ne zaman pas vereceğini, ne zaman 3 kişinin arasına girip topu kaybedeceğini hesaplayamıyor. Koskoca maç boyunca yaptığı olumlu hareket sayısı neredeyse bir! O da oyunun son dakikalarında Mustafa Pektemek'e alda at dercesine gönderdiği orta. Gerisi boş...
Q7, harika adam geçiyor, ortaları bozuk, final pasları kötü...

SİDNEİ'E DUA ETSİNLER

Gelelim kaleci Cenk'e. Sadece Beşiktaş'ın kalecisi değil; dünyanın en iyi kalecileri de hatalı goller yiyebilir, elindeki topu kaçırabilir. Ama dün geceki Cenk'in yaptığı hareketi dünyada hiçbir kalecinin yapmaya hakkı yok. Defans oyuncusunun rakibe yetişme şansı varken; üstelik Egemen de geriye dönebilecek konumdayken; kalesini 25 metre boşaltıp rakibe 'Bana gol at' demesini anlayamıyoruz. Niye çıkarsın be Cenk... Rakibe dokunsan kırmızı kart olacak, topa dokunamadın gol oldu. Bu disiplinsizlikler Beşiktaş'a çok pahalıya mal olabilirdi. Beşiktaş yatsın kalksın stoper Sidnei'e dua etsin. Neredeyse hat-trick yapıyordu. Öyle kritik dakikalarda, duran toplarda öylesine iki kritik gol attı ki; Beşiktaş'ı adeta ipten aldı. Beşiktaş şunu iyi bilmeli ki; her rakip dün geceki Ankaragücü gibi olmaz. Yine Beşiktaş şunu çok iyi bilmeli ki; her zaman bu Sidnei gollerini bulamazsınız.
Ve hakem Tolga Özkalfa şunu çok iyi bilmeli ki; oyuncuların çok centilmen olduğu böylesine maçlarda basit detaylarla uğraşmak hakem için zaafiyettir.