"Paris'te Gece Yarısı"ndan İstanbul'da gün ortasına...
Woody Allen son filmi olan "Paris'te Gece Yarısı" filminde sadece ona özgü olan çarpıcı bakış açısı ile bu kez dünü bugüne, bugünü de düne taşımış.
Paris'e turist olarak gelen evlenmenin eşiğindeki genç Amerikalı çiftin yazar olan erkeği (Gil), bir gece yoldan geçen bir otomobile biner ve kendisini Hemingway'lerin, Picasso'ların, Fitzgerald'ların, Cole Porter'lerin dünyasında, yani 1920'lerin Paris'inde bulur.
Gil daha sonra da filmin içindeki filmde bu kez bir at arabasına biner ve empresyonizmin doğduğu Toulouse-Lautrec'lerin, Degas'ların, yani 1890'ların Paris'ine de gider.
Ancak antibiyotiklerin henüz keşfedilmediği bu dünyada yaşamayı göze alamaz.
Zamanda yolculuk
Bu filmi izlerken, bir ara kendimi filmin kahramanı Gil'in yerine koydum.
Böyle bir durum benim için de mümkün olsa, acaba bineceğim araçla kendi ülkemin geçmişteki hangi dönemine geri gitmek isterdim?
Mesela böyle bir zaman yolculuğuna çıkabilseydim ve yanımda bu zamanın teknolojisinin araçlarından bazılarını da alabilseydim.
Örneğin laptopumda veya tabletimde, izlediğim filmlerin ve dizilerin kayıtları da olsaydı...
Bindiğim araç beni önce 1520'li yıllara götürseydi ve Kanuni Sultan Süleyman'a "Muhteşem Yüzyıl" dizisinden bölümleri izlettirebilseydim.
Topkapı'nın dekolteleri
Topkapı Sarayı'nın haremindeki hanımların göğüs dekoltelerini görünce acaba "Bu Fransız sarayındaki kadınlar işi abartmışlar" mı derdi?
Ya da acaba "Benim Hürrem de keşke bu dizideki Hürrem kadar bakımlı olsaydı" diye iç mi geçirirdi?
Bu zaman yolculuğunda yanıma hem bir iPod hem de bir iPhone alabilseydim.
Mesela 1800'lerin başına, 3'üncü Selim'in padişah olduğu ve Kabakçı Mustafa'nın ayaklandığı döneme gidip, ona Hacı Arif Bey'in, Şevki Bey'in, Tatyos'un, Selahattin Pınar'ın, Sadettin Kaynak'ın, Selahattin Pınar'ın, Alaeddin Yavaşça'nın bestelerini iPodumdan dinletebilseydim.
3'üncü Selim'le
Acaba devrilmek üzere olduğunu unutup "Aman bunları Dede Efendi de dinlemeli" mi derdi?
Ona iPhone'umu verip "Bununla 21'inci yüzyılda istediğiniz devlet yöneticisi ile konuşabilirsiniz" dediğimde "Halefim olan son padişah kimse onunla konuşayım" isteğini seslendirirse, ona Osmanlı'nın nasıl sona erdiğini acaba nasıl anlatırdım?
1910'lara gidip "Aman yapmayın, bu Ermeni tehcirinin yükünü ilerideki kuşaklar da taşıyacak" diye uyarsaydım İttihatçıları...
1930'lara gidip "Aman dikkat edin, bu Dersim'de yapılanlar ileride devleti zor durumda bırakacak" diye uyarsaydım Tek Parti yönetimini.
Herhalde bu uyarılarımın hiç faydası olmazdı.
Kim kimi dinledi ki?
Yakın dünlerde evrensel doğruları içeren hangi uyarıları kimler dinledi ki?
Gil zaman yolculuğuna Scott ve Zelda Fitzgerald'ın da bulunduğu bir davette Cole Porter'in "Let's Do İt"ini dinleyerek başlıyor.
Woody Allen "Paris'te Gece Yarısı" filminde, filmin kahramanı Gil'e Gertrud Stein'la edebiyatı tartışma imkânı veriyor. Gil Hemingway'le Picasso'nun aşk serüvenlerinin arasına da karışıyor.
Bu sinema müthiş bir olay.
Bütün mesele dünyaya Woody Allen gibi bakabilmektir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.