Sen önce kaya gibi adamın hesabını ver
Değerli Kılıçdaroğlu...
Kıymetli Kemal Bey...
Saygıdeğer ana muhalefet partisi lideri...
Bırakın siz İçişleri Bakanı’yla uğraşmayı da, Aydınlık gazetesinin mütemadiyen yazıp durduğu “köstebek” haberini bir klasöre koyup elinize tutuşturan merciyi açıklayın.
Kimden alıyorsunuz bu bilgileri?
Ergenekon ve Balyoz davalarıyla ilgili haberleri, “soruşturmanın gizliliği ilkesini” gerekçe göstererek kulak arkası ettiniz, aleniyete dökülmüş darbe iddialarını görmediniz.
Henüz “tamamlanmamış” bir soruşturmanın henüz iddia değeri kazanmamış gizli bilgileri size nasıl ulaşıyor?
Bir köstebeğiniz mi var?
Bilmek istiyoruz.
Madem “soruşturmanın gizliliği” son derece mühim bir ilkedir, elinizde içeriği belirsiz bir klasör basın toplantısı düzenlerken, bu mühim ilkeyi çiğnemiş olmadınız mı?
İhlal cürmü, sadece Ergenekon davası için mi geçerlidir yoksa?
Bilmek istiyoruz...
Kamuoyunun dikkatini bir davaya çekmek gibi bir hassasiyet taşıyorsanız, Deniz Feneri hakkındaki iddiaların henüz iddianameye dönüşmediğini; dolayısıyla, üzerinde spekülasyon yaptığınız bilgilerin kamuoyunun istifadesine kapalı olduğunu da bilmek zorundasınız...
Ergenekon davasına gösterdiğiniz hassasiyeti, neden henüz davaya dönüşmemiş bir soruşturmadan esirgiyorsunuz?
Bu “aculluğunuzun” nedeni nedir?
Daha da önemlisi, iddialarınıza kaynak teşkil eden telefon görüşmesinin iddianamede yer alıp almayacağını nerden biliyorsunuz?
İzah edin... Bilelim...
Ergenekon ve darbe iddialarıyla ilgili müddei tavrınız da izaha muhtaç.
Buyurmuştunuz ki, “Nerede bu Ergenekon örgütü? Söyleyin de gidip üye olayım...”
Üye olmayı düşündüğünüz örgüt hakkındaki suçlamalar iki ayrı iddianamede kalem kalem dercedildi... Danıştay cinayetinden darbe hazırlıklarına, Hrant Dink’in öldürülmesinden Zirve Kitabevi katliamına, Cumhuriyet mitinglerinden “örgütlü darbe nümayişleri”ne, bütün suç kalemleri ortalığa saçıldı.
Hâlâ bu örgüte üye olmayı düşünüyor musunuz?
Bilmek istiyoruz...
Bir konuda daha tavrınızı netleştirmeniz gerekiyor:
Kitaplarını çok sevdiğiniz, kendisinden çok şey öğrendiğiniz ve “Kaya gibi adamdır, soyadı gibi yalçındır, kolay kolay yıkılmaz” diyerek sahip çıktığınız Soner Yalçın, bazı meslektaşlarını gözden düşürmek için “örgütlü itibarsızlaştırma kampanyaları” düzenlemiş.
Bunlar yasal dinleme kayıtlarıyla ortaya çıktı...
Siz de muttali oldunuz.
Hâlâ sahip çıkıyor musunuz kaya gibi adama?
Kaya gibi adamın meslektaşları hakkındaki çirkin ve karanlık tertiplerini onaylıyor musunuz?
Bilmek istiyoruz...
Halk TV olayındaki (dolaylı ya da dolaysız) rolünüzü de bilmek istiyoruz.
Tanımadığınızı ve ciddiye almadığınızı söylediğiniz bir Oda TV muhabiriyle 1.5 saat baş başa ne görüştünüz?
Söz konusu muhabir “büyük balığı” getireceğini söyleyip sizden yardım istediğinde, neden istiskal edip telefonu yüzüne kapatmadınız da, “Kendi imkânlarınla hazırla getir” diye yol gösterdiniz?
Büyük balık nedir?
Bilmek istiyoruz.
Ergenekon iddianamesine (yani kamuoyuna açık bilgilere dayanarak) haber yapan gazetecilere 3 bin dava açılıyorsa, siz de elinizde gezdirdiniz içeriği belirsiz (ya da belirli) klasörün ve “kaya gibi adam”ın hesabını vermek zorundasınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.