Taha Kıvanç

Taha Kıvanç

Attığımız tuttuğumuza denk gelmiyor

Attığımız tuttuğumuza denk gelmiyor

Ne demişler, “İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlik bilir”, değil mi? Bu toprakların dünya uygarlığına en büyük miraslarından birinin ‘vakıf’ müessesesi olduğunu, Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin iki yazarı, hepimize, bu arada Amerika üzerinden bütün Batı dünyasına da, hatırlatmış oldu.



Batı dünyasının dört bir köşesinde insanlar sokaklara dökülüp hak talep ediyorlar ya, o dünyaya yön verenler de ister istemez “Bu insanlar neyin peşinde?” sorusuna cevap arıyorlar. Sokaklara dökülenlerin attıkları sloganlar ve taşıdıkları pankartlardan neyin peşinde oldukları hemen anlaşılıyor: Adaletsiz global sistem... Birileri sistemden yararlanıp müthiş zenginleşirken geniş kitleler sistem yüzünden işsizlik, açlık, eğitimsizlik girdabında boğuluyor...


WSJ’nin yazılarına yer verdiği Charles Landow ve Courtney Lobel, her yıl Forbes dergisi tarafından yayımlanan parababaları listesini inceleyip şu gerçeği tespit ediyor: En zengin 400 Amerikalı’nın toplam kişisel serveti 1.53 trilyon dolar; bunun 700 milyar doları listenin en tepesindeki 50 kişiye ait...

Devletleri yönetenler ellerindeki kıt kaynaklarla ülkelerinin iki yakasını biraraya getiremezken, 10 milyarlarla oynayan nice insan akıl-ötesi şaşaalı hayatlar sürüyor. ABD’de ‘Wall Street’i işgal’ eylemlerini başlatanların bazı parababalarının evlerini de hedef almaları, zenginleri ne kadar korumasız oldukları noktasına götürmüş olmalı.


Landow ile Lobel “Ne yapabiliriz?” diye soranlara “Osmanlı’nın yaptığını yapın” cevabını veriyor Türkçeye de çevrilen yazılarında: “Osmanlı döneminde bazı temel hizmetler için devlet para bulamayınca boşluğu ‘vakıflar’ dolduruyordu. Sayıları 35 bini aşan vakıf, bayındırlık işleri, belediye hizmetleri, su temini, okullar, hastaneler, köprüler, yollar yapıyorlardı.” İki yazar, “Bağımsız bir komisyon ya da bir bakanlık âcil projeler listesi belirlesin, milyarderler bağışlarıyla yapılmalarını sağlasın” önerisini seslendiriyor.



Tarihi köklerine işaret ettikleri hamiyetperverliğin günümüzde de sürdüğünü hatırlatıyor yazarlar; örnek olarak da Sabancı Ailesi’ni gösteriyorlar...

İşin ilginci şurası: Yazıda kendisinden övgüyle söz edilen Sabancı Vakfı geçen yılın aralık ayında ‘Hayırseverlik Dünyayı Değiştirebilir mi?’ başlıklı uluslararası bir seminer düzenlemişti; oraya katılan yabancılar öğrendiklerinden etkilenmiş olmalı.


‘Vakıf’ tamamen bize özgü bir uygulama. İnsanlar bir yandan fakir fukarayı düşünerek bir yandan da isimlerini ebediyyen yaşatacağını umarak varlıklarını belli bir gaye için vakfediyorlar. Tarihte bu yolla gerçekleştirilmiş pek çok hizmet var.



Osmanlı’da vakıf yoluyla gerçekleştirilen hizmetler Amerikalıların dikkatini o zaman da çekmiş ve Kongre’yle irtibatlı bir kuruluş Meşihat Makamı’na gönderdiği 28 soruya aldığı cevaptan yararlanarak benzer bir uygulamayı başlatmıştı. ABD’de de bugün değişik alanlarda çalışan onbinlerce vakıf var...

Hüseyin Ertuç bizim vakıflarla Batı’daki benzer kurumları karşılaştırdığı doktora tezinde Haçlı Seferleri sırasında İslâm Dünyası’na gelen yağmacıların ‘vakıf’ kurumundan etkilendiklerini ve örnek aldıklarını yazıyor. Verdiği bilinen ilk örnek de 12. yüzyılda İngiltere/Oxford’ta kurulmuş Merton Koleji...



Kalın kafalıyım ya, hiç anlayamadığım olayların başında, dünyanın dikkatini çeken ‘vakıf’ kurumunun Cumhuriyet’ten sonra uğratıldığı muamele geliyor... ‘Vakıf’ ismi bile beğenilmemiş yeni çıkarılan kanunda, onun yerine ‘tesis’ sözcüğü kullanılmış... Ters bakışı meşru göstermek için de şu gerekçe ileri sürülmüş: “Sözcük ‘alıkoymak, durdurmak’ anlamına geliyor; bu kurumun varlığı sebebiyle İslâm toplumlarında ekonomik potansiyel âtıl duruma girmiş, toplumlar bu yüzden geri kalmıştır.”



Galiba şöyle olmuş: Osmanlı’ya özel bir kurum olan ‘vakıflar’ Batı’nın gözünü kamaştırırken eskiyi tasfiye etme gayreti içine girdiğimiz dönemde onu atıp Batı’dan tercümeyle edindiğimiz ‘Medeni Kanun’un orijinalinde geçen ‘tesis’ sözcüğünü kullanmaya başlamışız.



Bereket Batılılar onu zaten bizden aldıkları için tasfiye gerçekleşmemiş...



Ne demiş atalarımız: “İyilik yap, denize at...”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Kıvanç Arşivi