Fırsat kaçarsa üzülürüm
Birkaç gündür PKK’ya karşı yürütülen mücadele kapsamında garip bir şey oluyor: “TSK kara harekâtı başlattı, tanklar Kuzey Irak’ta” haberini TV kanalları ‘son dakika’ duyurusu olarak veriyor, ertesi gün gazeteler sayfalarına taşıyor; Genelkurmay Başkanlığı da ısrarla “Haber doğru değil” açıklamasını yapıyor...
Kimbilir kaç kez tekrarlandı bu durum... Sonunda tankların Kuzey Irak’a geçtiği, sınırın ötesinde binden fazla PKK’lının öldürüldüğü yolundaki haberleri Başbakan Tayyip Erdoğan da kesin bir dille yalanladı.
Meğer “Kuzey Irak’a geçen askerler 1400’den fazla PKK’lıyı etkisiz hale getirdi” haberi de uydurmaymış; kendisine atfen verilen haberin yalan olduğunu bizzat BBC açıkladı.
Gerçekten kafa karıştırıcı bir durum bu. Sürekli tekrarlanması bu yayınların arkasında ince bir hesap olduğunu düşündürüyor.
Acaba ne olabilir o hesap?
Terörle mücadele kapsamında TSK’nın sınırın öte yakasına geçmesi esasen beklenen bir şey; tabii PKK daha önce kendiliğinden ‘ateşkes’ ilân etmez veya elini tetikten çekeceğine dair inandırıcı açıklamalar yapmazsa... Sınır-ötesi operasyonu, PKK eylemlerinin devamı halinde ve yurt içindeki hedeflere ulaşıldıktan sonra bekleyebiliriz.
Yakın vadede Türkiye’nin başının terör belâsından kurtulması gerekiyor çünkü...
“Vade ne zaman?” sorusuna, kısa süre önce Washington’da açıklanan “ABD askerlerinin Irak’tan çekileceği” haberi ışık tutabilir belki... As kerlerinin, -muhtemelen- terör unsurlarından arındırılmış bir Irak’tan çekilmesini yeğleyecektir ABD...
Sınır-ötesi harekât için şartların zor olduğu zaman dilimine girildi; şartlar her geçen gün daha da zorlaşacaktır. Acaba birileri “Tanklar sınırı geçti” uydurma haberiyle esas operasyona ‘erken doğum’ yaptırmanın peşinde olabilir mi?
Kuzey Irak’taki PKK varlığını sona erdirmek amaçlı bir askeri müdahaleyi Türkiye tek başına gerçekleştirmek istemez. Neden istesin ki? Bölgede çıkar ve sorumlulukları bulunan başka unsurlar da var: Irak... Irak’ın kuzeyindeki yerel Barzani yönetimi... ABD... Hatta İran... PKK Türkiye içinde terör eylemi yapıyor, ama eylemleri bütün bu unsurlarla artık ters düşüyor.
Onların da çıkarınadır PKK’nın eylemden vazgeçmesi veya vazgeçmeye zorlanması...
Galiba bugünün sorusu şu: PKK eylemsizliğe kendiliğinden mi karar verecek, yoksa buna zorlanacak mı? Zorlanacaksa, bu, hangi yöntemle olacak?
“Haber neden ısrarla tekrarlanıyor?” kadar geçerli bir soru daha var: “Neden haber TSK ve Başbakan Erdoğan tarafından ısrarla yalanlanıyor?”
Neden dersiniz? Benim aklıma gelen ihtimal şu: Türkiye teröre karşı mücadelede gerekli en geniş mutabakatı sağladı; nihai operasyon taraflarca belli bir takvime bağlandı da... Kapsamlı ve topyekün bir sınır-ötesi harekât için vakit henüz erken; takvimin bugünlere ait sayfalarında öyle bir harekât öngörülmüyor...
Israrlı yalanlama, varılan mutabakata sadakatin Türkiye adına tazelenmesi için...
Kimbilir kaç defa burada ve başka yerlerde sorunun çözüm zamanının geldiğini, bunu en akılcı biçimde sağlamanın yollarının aranması gerektiğini yazdım, anlattım.
Zarar yok, bir kez daha anlatırım; tek endişem, fırsatın kaçabileceği...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.