Ak Parti mücadele ettiği sistemi benimsedi mi?
Bu noktaya gelineceği belliydi de, zamanı belli değildi. Demek vakt-i merhunu şimdiymiş: Bir çok gazetede birden “Ak Parti sistemi ele geçirdi, dönüştürmekten vazgeçti” diye özetlenebilecek tahlil yazıları çıkmakta...
On yıl bir iktidar için gerçekten uzun bir süre; demokratik ülkelerde on yıldan uzun sürmüş iktidarlara nâdiren rastlanıyor. Ak Parti’nin hükümet ettiği yıllar biraz daha uzarsa, bir nesli bütünüyle bir partinin politikaları yoğurmuş olacak...
İyi de, on yıllık dönemi değerlendirirken, Ak Parti’nin önceden ve iktidarı sırasında mücadele ettiği ‘eskiye ait’ olumsuz özelliklerin hepsinin üstesinden geldiği, sistemi bütünüyle kendi eline geçirdiği söylenebilir mi?
Tersini iddia edenler bile bunun söylenemeyeceğini biliyorlar aslında. Havayı basanların etkisi zayıfladığı için ‘her an her şey olabilir’ havası azaldı Türkiye’nin; ancak istediklerinde ortamı gererek siyasetin alanını daraltmayı becerenlerin tövbekâr oldukları, kaderlerine rıza gösterdikleri asla söylenemez.
İçeride halkın desteğini kaybedebileceği türden ayağı sürçsün, milleti yaka silker hale getirsin, dışarıda itibarını yitirsin, ekonomide eğilim aşağıya doğru gitmeye başlasın... ‘İyi saatte olsunlar’ cephesinin neler yapabildiğini o zaman göreceğiz.
Tecrübeli bir politikacı “Eşkıyanın bu gece ne yapacağı belli olmaz” demişti. Bir günde veya bir gecede her şeyi tepe taklak etme gücü var şimdilik sinmiş görünen odakların...
Ayağı sürçerse, millet kendisinden yaka silker hale gelirse, bu gelişmeler içeride ekonomik durumu dışarıda da itibarı zedelerse...
Hepsi bir arada gerçekleşmesi hayli zor şartlar bunlar... Ak Parti hükümeti de ülkeyi ve şahıslarını o duruma düşürmeyecek tecrübeli siyaset adamlarından oluşuyor.
Ülkemizi bugün yöneten siyaset adamları, yıllar ve yıllar boyu, hak ve özgürlükler alanını genişletme yolunda, sömürüye ve ekonomik adaletsizliğe karşı, milleti yeniden sistemin merkezine taşımak amaçlı bir mücadelenin parçası oldular; şimdi kalkıp da partilerini iktidara taşıyan olumsuz şartları kendileri benimser ve henüz bitmemiş mücadelelerinden vazgeçerler mi?
Koltuğun cazibesi vardır, iktidar sarhoşluğu yaşayan çok iktidarlar gördük geçmişte; ancak hiç kimseye, hiçbir güç odağına borçlu olmadan iktidara gelen, sürekli vaadleri istikametinde değişimler gerçekleştiren, ülkeyi demokratik yönde dönüştüren istisnai bir iktidardır Ak Parti...
Böyle bir iktidarın sahiplerinin, birkaç yıl daha aynı koltuklarda oturmak uğruna kendi varlık sebeplerini inkâr edeceklerini düşünmek saçma bir şey. Demokrasinin besleyip büyüttüğü bir hareket Ak Parti; her seçimde desteğini artırması da bu sebepten... Altınlarının hepsini birden alma sevdası altın yumurtlayan tavuğu öldürtebilir de, gücünün temelinde yatan özelliklerine sırt çevirmesi Ak Parti’nin... Beklenemez.
Peki de bu tahlillere sebep olan görüntüleri nasıl yorumlayacağız? Tahlili yapanlar bazı somut, elle tutulur olaylardan, lider düzeyindeki partililerin söylem ve eylemlerinden hareketle “Sistemi kendine uyduruyor” sonuca varıyorlar. Ortada bir sorun olduğu belli.
Daha çok su kaldırır bu konu...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.