Türkiye'nin muammaları
Dünkü yazımda Türkiye’de akıl erdirilmez kazalar olduğundan bahisle son uçak faciasını incelemeye çalışmıştım. Şimdi ekranlarda başka bir muamma konuşuluyor. Süreyya Ayhan olayı. Süreyya Ayhan, vücuduna doping maddesinin nasıl aşılandığını bilmediğini söylüyor. Buna inanıyorum. Süreyya’nın başına bu hadisenin geldiği ilk yıl, ki aradan dört beş sene geçmiş olmalı, bunu aynen böyle yazmıştım. Hedef Türkiye’ydi. Türk imajını, nerde olursa olsun, lekelemek için, çabalar hâlâ sürmektedir. Bunu başka bir yazımda daha geniş bir şekilde işlemeye çalışacağım.
*
Şimdi, büyük Marmara depreminden sonra yazdığım bir yazıdan bir paragraf alıyorum: (Statükocu Dana sayfa 150)
“Yıllar önce Sırp asıllı bilim adamı Nicola Tesla tarafından geliştirilen bu “düşük frakanslı elektromanyetik ışınımla yüksek enerji nakli” tekniğini, büyük ülkeler bir silah olarak kullanma yolunu arıyorlardı. Bu yöntemle çok uzaktan, hatta uzaydan, geniş alanlarda tahribat yapabileceklerdi.”
“... Şimdi bu çılgın mucidin icat başarılarından bazılarını sayalım: AC elektrik güç santralleri, Tesla bobinleri, uzaktan kumanda remote kontrol aygıtları, çağdaş elektrik iletişim devrelerinin öncü planları, uzaktan kumanda portatif cihazları, görüntülü tüpler, neonların redrüserlerin güç jeneratörleri, vs.”
Bu bilgilerin Tesla’ya nasıl ulaştığına, nerden zuhur ettiğine dair bilgiler de var o kitapta ama şimdi konu onlar değil.
*
Vefat eden fizikçiler, sitelerinde 2002’den beri yaptıkları, enerjiye bağlı fizik çalışmalarını anlatıyorlar ama ben buraya bu çalışmaları alamayacağım. Biraz fazla bilimsel kaçabilir. Yalnız şu paragrafı almakla yetineceğim:
“n TOF deneyi”
“Bu deney Nobel ödülü sahibi Prof. Rubbia’nın 1993’ten beri koordine ettiği Energy Amplifier (EA) projesi çerçevesinde yürütülen araştırmaların bir parçasıdır. EA’nın amacı hızlandırıcı sürümlü TORYUM yakıtlı yeni nesil nükleer enerji üretimi sisteminin ilk prototipini 2007-2008 yıllarında gerçekleştirmektir.”
“2003 yılı Ağustos ayında “n TOF” veri alma ve analizlerine fiilen katıldık. Prof. Rubbia ve n TOF yöntemi ile yaptığımız toplantılarda Türkiye’nin 250.000 CHF ödeme ile 1998’de kurulmuş olan bu kolla barasyona girebileceği belirtildi.”
Evet, 2008’e de şurada bir ay kaldı ve çalışılan konu, dünyanın en çok ilgisini merakını ve iştihasını çeken enerji konusuydu. Üstelik bu çalışmaların yapıldığı büyük Batı merkezlerinden sonra, bir enstitütünün de Türkiye’de açılması ve Türkiye’de fazla miktarda bulunan toryumdan faydalanılacağı da öngörülüyordu.
“Deşifre”de dinlediğim 2 profesörün, radyo dalgalarıyla yapılan beyin yönlendirmelerine dair anlattıkları da çok ilginçti. Bir gün onları da yazarız inşaallah.