İnsanlık binlerce yıl çiçeklerle, böceklerle, taşlarla, bulutlarla konuşan ermişlere inandı ve kulak verdi. Sonra bir çağ geldi, bütün bunlara masal dendi, efsane gözüyle bakıldı. Sonuç... Dünya da küstü! Bizimle "konuşmuyor" artık!
***

Bizi yeni tatlar keşfetmeye çağıran ilan cümleleri ve tavsiyeler artık midemi bulandırıyor. Çünkü açgözlü ve saldırgan bir haz arayışçılığı var bu çağrının içinde! Hem eskilerin hakkını verdik, gerçekten tadını çıkardık mı da, yenisini arıyoruz?
***

Yeni olan heyecan verici olabilir ama her zaman "tat"sızdır! Tat ve haz tekrardan doğar.
***

Kim Jong-il'in arkasından hüngür hüngür ağlayan Kuzey Korelileri sahtelikle suçlayanların ne "insan"dan, ne de"toplum"dan haberi var! Ama bu gözyaşlarını hakiki bir lider sevgisinin eseri sananlar da fena halde yanılıyorlar. Kuzey Koreliler aslına bakarsanız, kendilerine ağlıyorlar! Çünkü liderlerinin ölümüyle o korkunç kapitalist kötülükler dünyasının tehditleri karşısında artık "kimsesiz ve korunmasız" kaldıklarına inanıyorlar. Acıklı fakat yerden göğe kadar gerçek bir toplumsal histeridir bu!
***

Bir Kuzey Kore belgeseli... Nepal'den gelen göz cerrahı Kuzey Koreli katarakt hastalarını ardarda ameliyat ediyor. Göz bandajları açıldıktan sonra görmeye başladığını fark eden hastalar bir odada toplanıyorlar ve Kim Jong-il ile babası "ulu önder" Kim Sung-il'in duvara asılı portreleri önünde eğilerek teşekkürlerini sunuyorlar. Belgesel burada bitiyor.
***

Hep büyük gözler beğenilir. Oysa tuhaftır, büyük gözler bakmaktan korkar, çekinir sanki! Oysa "büyük bakan" gözler genellikle küçüktür. Sanki doğa bu bakışları dikkatlerden saklamak istemiştir!
***

Sabırsızlık madalyonun bir yüzüdür. Öteki yüzde hız vardır. Baudrillard sabırsızlığa "daha başlamadan bitirmeyi istemek" diyordu. Haklıydı.
***

İnsanlar sadece başkaları görsün ve kansın diye rol yapmazlar! Rol, bizi bize sevdirmenin yollarından biridir ne yazık ki!
***

Erkekler hep rahatsız, hep kırgın yaratıklardır. Uysal, kibar ve sakin olmaya zorlandıkları için...
***

Mevlana'da bir filozof "bulmak", Mevlana'yı "kaybetme"nin en kestirme yoludur!