Engin Ardıç

Engin Ardıç

Herkesin elindeki

Herkesin elindeki

Anayasa konusunda "tıklamalar" sürüyor... Eteklerdeki taşlar ufaktan ufaktan dökülmeye başlandı... Asıl "büyük" yerler susuyorlar (üniversite falan) ama umulmadık mercilerden bazı "ilke" tasarıları, daha doğrusu temenniler sökün etmekte.
İşin en matrak yanı, kimin öneri getireceği kimin getirmeyeceği de belli, kimin ne söyleyeceği de, kimin nasıl engel çıkaracağı da.
Yani, başı sonu belli bir oyunda kendimizi kandırmaktayız.
Örneğin, biliyoruz ki ordudan tık çıkmayacak. Artık çıkamaz.
Elbette öneri getirmesi beklenenler "devlet daireleri" değildi!
Fakat CHP ile MHP'nin adım atacaklarını da hiç sanmıyoruz.
Nitekim, basında zevzeklik eden şeker kardeşler (bu lafa da çok alınıyorlar) yani CHP amigoları şimdiden "anayasayı AKP kendisi yapsın" demeye başladılar bile. (Yan çizecekler dedik, sağolsunlar bizi utandırmadılar.)
Bu arada ilginç bir adımı imamlar attılar.
ÖNDER diye bir kuruluş varmış, hayır, öncüler derneği değil, İmam-Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği.
Her Türk vatandaşının en doğal hakkı olan öneri getirme hakkını kullanmış, yeni anayasada "isteyene dini yemin etme hakkı" tanınmasını önermiş. Yani cumhurbaşkanına, milletvekillerine, vesaire.
Kemalistler'in küfür etmelerine gerek yok, adamlar kendi fikirlerini söylüyorlar.
İster ister, ağzı torba değil ki büzesin! O kadar sordunuz, onlar da söylediler işte.
Elbette herkes önerisini "kendi meşrebine göre" oluşturacaktır. Bu doğaldır.
Komünistlere sorarsanız, onlar da anayasaya "hiçkimse üretim araçları üzerinde özel mülkiyet hakkına sahip olamaz" maddesinin konulmasını isteyebilirler hani!
Anarşistler de herhalde "devlet mülgadır" maddesinde ısrar edeceklerdir!... Âşık Veysel'in dediği gibi, koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa.
Ortak fikirde anlaşmak mı istiyorsunuz?
Yemin şöyle olsun, yok yok böyle olsun diyeceğinize, yemini kaldırın. Yemin memin edilmesin.
Olur mu öyle şey?
Bal gibi olur da kimse henüz o dalga boyunda değildir. Yirmi üçüncü yüzyılda, belki.
Kemalistler, imamların yemin önerisine fena bozulmuşlar, diğer ayrıntıları hiç dikkate almıyorlar: İmamlar, "Milli Güvenlik Kurulu diye bir şey anayasada yer almasın" da demişler.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "özerk" olmasını da istiyorlar.
Ne dersiniz? İşinize geliyor mu bunlar? Gelmiyor galiba.
"Dini inanca dayalı kılık kıyafetin hak olarak serbest kılınmasını" da istemişler.
Ayyy... Tüyler ürpertici...
Her Batı ülkesinde papazlar, keşişler ve rahibeler kendi kılıklarıyla ortalıkta serbestçe dolaşırlar, Türkiye'de imam cami dışında cüppe giyemez. (Ama Diyanet İşleri Başkanı giyebilir, nasıl bir çelişkidir bu?)
Allah Allah, yoksa Batı ülkeleri Atatürkçü değiller mi?
Batı ülkeleri "Batıcı" değiller galiba, bu ne yaman çelişki anne?
Sakatlık bizde mi, onlarda mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Engin Ardıç Arşivi