Bir gazete Internet'te sayfa açmış, "yeni anayasaya ilişkin önerileriniz nelerdir" diye sormuş. Yirmi bin yanıt gelmiş.
Gazete hükümete karşı uyuzluk görevini yerine getiriyor ve haberini "vatandaş ilk üç maddenin değişmesini istemiyor" şeklinde satıyor.
Bakalım geri kalan elli milyon yüz yetmiş bin seçmen de ne diyecek günü geldiğinde...
Elbette her vatandaş kendi fikrini bu süreçte serbestçe söyleyecektir. Bu arada tatlı tatlı saçmalayanlar da olacaktır (anayasanın giriş bölümünde Yunus Emre'den alıntı yapılmasını isteyenler bile var.)
Olabilir. Demokrasilerde insanların saçmalama hakları da vardır.
Bu arada ilginç ve somut bir öneri, kamuoyunda "hastirli konuşmalarıyla" ünlü Diyarbakır Belediye Reisi Osman Baydemir'den geldi.
Daha doğrusu, onun başında olduğu Güneydoğu Belediyeler Birliği'nden.
Kürt belediyeleri, yeni anayasada "federasyon" istiyorlar.
İstedikler, eyalet sistemi. Dışişleri, maliye, adalet ve savunma "ortak" olacak, ama bunların dışında her bölge (siz Güneydoğu anlayınız) kendi kendini yönetecek.
Bölgeler kendi isimlerini ve merkezlerini kendileri saptayacaklarmış.... "
Bölgesel kamu idaresi" dedikleri merci de, ülke meclisine (yani TBMM'ye) kanun teklifinde bulunma yetkisine sahip olacakmış.
Vallahi ben de isterim ama vermiyorlar!
Her vatandaşın böyle bir yetkisi var da, "resmi" değil, kendince fikir açıklama düzeyinde. Ya da kendi bölgenin milletvekiline baskı yapacaksın.
Amerika'da eyalet valisinin Temsilciler Meclisi'ne böyle bir teklif hakkı var mıdır ben bilmiyorum, sıkıyı görünce New York batakhanelerine sığınan faşist civelek burada olsaydı sorar öğrenirdik...
Ayrıca bölgelerin kendi özel bayrakları da olacakmış.
Bu tipik bir "kendine yontma" örneği tabii...
Diğer bölgelerden benzer talepler yok. Güneydoğu "bayrağının" kırmızı, sarı ve yeşil olacağını biliyoruz da örneğin "Marmara bayrağı" ne renktir, bilemiyoruz (mavi mi?)... Karadeniz bayrağında herhalde hamsi olur da, Akdeniz ne koyacak, pamuk kozası mı, portakal mı?
Şaka bir yana, "fizibilitesi" var mıdır bu federasyon işinin?
Sanmıyorum. Eskiden olabilirdi, şimdi yok.
Çünkü Kürt politikacıları treni kaçırdılar.
Daha doğrusu, lokomotif kazanına tekme attılar, vagonların camlarını kırdılar, rayları söktüler. İstasyonu bastılar, biletleri yırttılar. Hükümetle konuşup anlaşmak yerine kavga çıkardılar.
AKP'yi düşman görmekle de kendi bindikleri dalı kestiler.
Irak'tan dönen PKK militanları affa uğrayacaklardı, daha sınırdan girer girmez "geçirdik geçirdik" diye çığlıklar atmaya koyuldular örneğin...
Tam barış ve anlaşma ortamı sağlanıyor, PKK saldırıya geçiveriyor.
Türk faşistleriyle Kürt faşistleri de mutlu oluyorlar.
Çünkü birbirleriyle besleniyorlar!
Taleplerini "insan gibi" dile getirmeyi bilmedikleri için de, umduklarına değil bulduklarına razı olacaklar, kendilerine "verilenle" yetineceklerdir. Kültürel haklar falan.
Bu arada bari Kürt burjuvası aklını başına toplasın da Stalinci örgütle arasına mesafe koysun.